Yükleniyor...

Genel Başkan Yardımcımız Sırakaya, Batı Azerbaycan'a Geri Dönüş Konferansı'nda konuştu

 

Genel Başkan Yardımcımız Zafer Sırakaya, "Gelecek nesillere karşı hepimizin sorumluluğu, bu güzel topraklarda karşılıklı saygı ve anlayış temelinde herkesin barış içinde yaşayabileceği bir Güney Kafkasya inşa etmektir. Azerbaycan'ın, bu sürecin baş mimarı olacağına hiç şüphe duymuyoruz." dedi.

Sırakaya, bir otelde düzenlenen "Batı Azerbaycan'a Geri Dönüş: İnsan Hakları Üstünlüğü Önemli Bir Koşul Olarak" konulu uluslararası konferansın, kapanış oturumunda konuştu.

Zafer Sırakaya, tarih boyunca, Türklerin kadim yurdu olarak bilinen Batı Azerbaycan meselesinin yalnızca bir topluluğun yaşadığı tarihi dramın adı değil aynı zamanda insanlık vicdanının önünde duran bir sınav olduğunu belirtti.

20. yüzyıl boyunca, Azerbaycan Türkleri'nin yaşadığı topraklardan koparılmasının bir dizi sistematik ve planlı süreçle gerçekleştiğini ifade eden Sırakaya, 1905'ten 1989'a kadar dalga dalga gelen zorunlu göçlerin, kitlesel şiddet olayları ve kültürel yıkımın Batı Azerbaycanlıları kendi ata yurtlarından uzaklaştırdığını söyledi.

"Katliamlar, tüm Türk dünyasının yüreğini sızlatmıştır"

Panellerde konuşmacıların, insan haklarının yalnızca evrensel bir kavram değil, aynı zamanda somut bir adalet arayışı olduğunun altını çizdiğini vurgulayan Sırakaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bununla birlikte geri dönüş hakkının uluslararası hukuk tarafından tanınan temel bir insani hak olduğunu vurguladılar. Azerbaycan halkı, işgal altındaki topraklarını kurtararak, yıllarca süren bu adaletsizliğe son vermiştir. Hocalı'da, Şuşa'da, Kelbecer'de, Karabağ'ın dört bir yanında yaşanan katliamlar, sadece Azerbaycan'ın değil, tüm Türk dünyasının yüreğini sızlatmıştır. Geçtiğimiz günlerde doğumunun 102. yıl dönümünü yad ettiğimiz milli lider Haydar Aliyev'in en büyük hayali Karabağ'ın işgalden kurtarılmasıydı. Alicenapları Sayın İlham Aliyev'in başkumandanlığında şükürler olsun ki bu hayal gerçekleşmiş ve bir milyondan fazla Azerbaycanlı masumun, zorla yurtlarından koparılmalarına sebep olan 30 yıllık işgal son bulmuştur. Bu vesileyle milli lider Haydar Aliyev'i şükran ve rahmetle yad ediyorum.

"Azad edilen topraklara geri dönüşünü memnuniyetle karşılıyoruz"

Zafer Sırakaya, uluslararası toplum vandallığa karşı kayıtsız kalırken, adaletin eninde sonunda tecelli edeceğine olan inançlarını korumaya devam ettiklerini dile getirdi.

Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü her daim savunarak en başından beri bütün zorlukları birlikte aştıklarını belirten Sırakaya, şunları söyledi:

"Diplomasinin aktörleri olarak, uluslararası muhataplarımıza, geri dönüş talebinin herhangi bir siyasi hedefin değil, hukukun ve adaletin gereği olduğunu vurgulamaya devam edeceğiz. Sonuç olarak, Azerbaycan tarafından başlatılan büyük geri dönüş kapsamında, bugün yaklaşık 15 bin Azerbaycanlı kardeşimizin azat edilen topraklara geri dönüşünü memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye olarak her zaman Azerbaycan'ın haklı davasının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Bu duruşumuz, yalnızca kardeşlik bağlarımızın değil, aynı zamanda adalet ve uluslararası hukuk ilkelerine olan bağlılığımızın bir tezahürüdür. İşte, 'iki devlet bir millet' olmanın anlamı tam da budur."

Sırakaya, işgal edilen bölgelerdeki saldırganlığın bir diğer kurbanının Azerbaycan'ın zengin kültürel mirası olduğunu ifade etti.

Azerbaycan'ın Karabağ ve Doğu Zengezur bölgelerini yeniden canlandırmak ve kültürel mirası ihya etmek amacıyla başarılı bir şekilde süren yeniden inşa çalışmalarını yakından takip ettiklerini anlatan Sırakaya, "Geçmişten ders alarak geleceği inşa etme inancıyla meselenin insani, hukuki ve vicdani yönlerini tartışmak üzere başlatılan bütün girişimlere destek veriyoruz. Nitekim bu konferansta yapılan sunumlar, belgeler ve paylaşılan görüşler yalnızca bir tarih muhasebesi değil, aynı zamanda bir gelecek vizyonudur." dedi.

"Sürecin hukuki ve diplomatik zeminde ilerlemesini temenni ediyorum"

Genel Başkan Yardımcımız Sırakaya, Güney Kafkasya'nın gelişeceğine ve hak ettiği bölgesel başarıya ulaşacağına olan inançla bölgede kalıcı barış ve istikrar adına tarihi bir fırsatın ortaya çıktığını gözlemlediklerini söyledi.

"Gelecek nesillere karşı hepimizin sorumluluğu, bu güzel topraklarda karşılıklı saygı ve anlayış temelinde herkesin barış içinde yaşayabileceği bir Güney Kafkasya inşa etmektir. Azerbaycan'ın, bu sürecin baş mimarı olacağına olan inancımız tamdır." ifadesini kullanan Sırakaya, şunları kaydetti:

"Sayın İlham Aliyev'in söylediği gibi 'Hepimizin ortak evi Türk Dünyasıdır.' Türk kapısı Nahçıvan ile Azerbaycan arasında sağlanacak bağlantı, Türkiye’nin Orta Asya ile arasındaki bağı kuvvetlendireceği gibi Türk dünyasının da gücüne güç katacaktır. Bu hedef doğrultusunda Türkiye, sürdürülebilir barışın tesisi için bu tarihi fırsatın değerlendirilmesini teşvik etmeye devam edecektir. Siyasi zeminin yanı sıra yapılacak her türlü akademik çalışmanın ve kamuoyu farkındalığının bu süreci daha da pekiştireceğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Başta Batı Azerbaycan Topluluğu olmak üzere bütün katılımcılarımıza teşekkür ediyor, sürecin yapıcı, hukuki ve diplomatik zeminde ilerlemesini temenni ediyorum."

Panele Batı Azerbaycan Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Alekberov, Azerbaycan Cumhuriyeti Milletvekili Tenzile Rüstemhanlı ile Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletekili Şamil Ayrım da katıldı.

join us icon
SEN DE ARAMIZA KATIL Gücümüze Güç Katalım.