"Avrupa'nın İslam fobisine karşı, Orta Doğu'daki bugünün zulüm ortamına karşı verilebilecek en güzel cevap İslam'dan aldığımız o hoşgörü ortamını bütün bu ortama, evrene, kainata aksettirebilmektir"
Genel Başkan Yardımcımız Zafer Sırakaya, Avrupa'da yükselen İslam düşmanlığı ve Orta Doğu'daki zulüm ortamına karşı verilebilecek en güzel cevabın İslam'ın hoşgörüsü olduğunu söyledi.
Gaziantep'te düzenlenen 8. Hemşehri Dernekleri Festivali'nde konuşan Sırakaya, hayatının büyük bir bölümünü yurt dışında geçirdiğini ve orada yaşayan gurbetçilerin yapmış olduğu en büyük hizmetin Türkiye'nin birlikte yaşama kültürünü Avrupa'ya aksettirmesi olduğunu dile getirdi.
Bugünün Avrupası'nda yükselen bir İslam düşmanlığı olduğunu belirten Sırakaya, "Avrupa'nın İslam fobisine karşı, Orta Doğu'daki bugünün zulüm ortamına karşı verilebilecek en güzel cevap İslam'dan aldığımız o hoşgörü ortamını bütün bu ortama, evrene, kainata aksettirebilmektir. Bu vesileyle dün gerçekleşen hain, adi bir suikast sonucu şehadet şerbeti içen İsmail Haniyye'yi rahmetle yad ediyorum." dedi.
Aliya İzzetbegoviç'ten alıntı yaparak sözlerine devam eden Sırakaya, şunları kaydetti:
"Aliya İzzetbegoviç'in, 'Ey teslimiyet, senin adın İslam'dır.' diye ifade etmiş olduğu ifadenin ete kemiğe bürünmüş hali olan İsmail Haniyye'ye yine Aliya'nın ifadesiyle diyorum ki, 'Ölümü göze alanlar ölümü göze almayanlara karşı elbette muzaffer olacaklardır.' Sayın Cumhurbaşkanımızın her konuşmasında belirttiği gibi herkes Gazze'ye sırtını dönse bile biz Ramallah'a, Kudüse ve Kudbetüs Sahra'ya asla sırtımızı dönmedik ve dönmeyeceğiz."
Sırakaya, uzun yıllar yurt dışında yaşadığı için gurbetçileri çok iyi anladığını dile getirerek, yurt dışında yaşayan vatandaşların Anadolu'ya baktıklarında sadece bir toprak parçası görmediklerini, Türkiye'nin kaderini kaderleri olarak, geleceklerini gelecekleri, elemlerini elemleri olarak gördüklerini ifade etti.
Göç sürecinin 1961 yılında başladığını şair Ali Akbaş'ın dizeleriyle anımsatan Sırakaya, "Eşini, annesini, babasını belki kundaktaki yavrusunu bırakarak, bilinmeze doğru açılan bir süreçten bahsediyorum. Burada yurt dışı Türk toplumunun kıymetli temsilcileri var. Burada yaşayan insanlarımızın içerisinde elbette ki yurt dışında yaşayan akrabaları var. Bu insanlar gitmiş oldukları ülkeleri ihya ve inşa ederken, memleketleriyle olan bağlarını asla ihmal etmediler. Burayla olan muhabbetini akamete uğratmadan bir neslin korunmasına vesile oldular." diye konuştu.