Basbakan Davutoglu’nun Erzurum Mitingi’nde yaptigi konusma
(Tezahüratlar) Maşallah gençlere.
Nenehatun… ("Burada" sesleri) Alvarlı Efe… ("Burada" sesleri) İşte Dadaşlar… ("Burada" sesleri)
Anadolu’muzun, tarihimizin, ecdadımızın, kültürümüzün kale şehri Erzurum’un güzel insanları, Dadaşlar; hepinizi muhabbetle, sevgiyle selamlıyorum. Dadaşlar diyarı Erzurum, Nenehatun’un diyarı Erzurum, seni bütün kalbimle, barındırdığın yiğit Erzurumluları bütün gönlümle kucaklıyorum.
Erzurum kale şehir, ben kale şehir demiştim Erzurum’a ilk geldiğimde, çünkü Erzurum bizim Anadolu’muzun, tarihimizin, kimliğimizin kalesidir. Erzurum düşmedikçe Anadolu düşmez, Erzurum sarsılmadıkça Anadolu’ya hiçbir şey olmaz.
İşte Erzurum ayakta, bir kez daha ayakta. Erzurum yar şehri, Erzurum bar şehri, Erzurum ar şehri, Erzurum namus şehri.
“Erzurum kilidi mülk-i İslam’ın, Mevla’ya emanet olsun Erzurum. Erzurum derbendi mülk-i İslam’ın, Mevla’ya emanet olsun” diyen Alvarlı Efe Hazretlerine selam olsun.
Erzurum, siz her şeyin kilidisiniz. Bakın işte bir kilide de, Anadolu’nun üstüne çöktürmek istenen bir kilidi de 1 Kasım’da açacak olan Erzurum’dur. Bütün kilitleri açmaya var mısın Erzurum? ("Varız" sesleri) Üzerimize kara bulutlar çökertmek isteyenlere ders vermeye var mısın Erzurum? ("Varız" sesleri) 1 Kasım’a hazır mısın Erzurum? ("Hazırız" sesleri) Yürümeye hazır mısın? ("Hazırız" sesleri) Milli iradenin bayrağını göndere çekmeye hazır mısın? ("Hazırız" sesleri) Allah razı olsun. İşte bu hazırım sözlerini duymak için buradayız.
Bu tarihi mitingi, bu muhteşem coşkuyu, bu meydanı dolduran gençlerimiz, bacılarımız saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Erzurum, duruşuyla, vakarıyla vatanımızın, istiklalimizin, istikbalimizin sahibidir. Tarihine, kimliğine, hatırasına sahip çıktığı için Erzurum’a muhabbetimiz sonsuzdur. Siz varsınız ya arkamızda, 7 düvel karşımızda olsa ne yazar Erzurum, ne yazar?
Erzurum Kongresini yapanlar onu demişlerdi, işte biz de burada milletimin kongresinde diyoruz ki, bu vatan bölünmez, tek bir bütündür. Sizler Türkiye’nin şeref davasına, Sayın Cumhurbaşkanımıza, bu kutlu yürüyüşe her zaman sahip çıktınız, sizlere minnettarız.
Buradan bütün Erzurum’a selam ediyorum. Aziziye’ye, Palandöken’e, Yakutiye’ye, Aşkale’ye, Çat’a, Hınıs’a, Horasan’a, Ilıca’ya, İspir’e selamlarımı gönderiyorum. Karaçoban’a, Karayazı’ya, Köprüköy’e, Narman’a, Oltu’ya selamlarımızı gönderiyoruz. Olur’a, Pasinler’e, Pazaryolu’na, Şenkaya’ya, Tekman’a, Tortum’a, Uzundere’ye bizden selam olsun.
Evet değerli kardeşlerim, Erzurum’a kale şehir demiştim, evet, öyledir Erzurum, zor durumda sığınılan şehirdir, zor durumda vatanı muhafaza edene, savunan, koruyan, kollayan bir kaledir Erzurum. İşte onun için buradayız, Erzurum kalesine sığınmaya geldik, hep beraber Erzurum’dan ses vermeye geldik.
Erzurum bardır, bizi o güzel bar ile karşılayan yiğit Erzurumluların gözünde cesareti gördüm, kahramanlığı gördüm, cirit ekibinin o atlarının üstünde yürüyüşe hazır ecdadın torunlarını gördüm.
Erzurum delikanlılıktır, Erzurum civanmertliktir, Erzurum Cumhuriyetimizin kurucu iradesidir. Vatan bir bütündür, bölünmez demişti Erzurum Kongresi, esareti ret etmiş, manda ve himaye kabul edilmez demişti o kongre. Vesayet, esaret, bağımlılık illa işgal ordularıyla, illa silahla gelmez, ekonomik özgürlüğümüzü, yönetme irademizi elinden alındığı zaman da esaret gelir, tıpkı 3 Kasım 2002 öncesindeki Türkiye’de olduğu gibi.
Şimdi Nenehatun’un bu güzel torunlarına, bu bacılarıma, başı açık, başı örtülü her bir bacıma seslenerek diyorum, eski gelin bir Türkiye’yi bir hatırlayın, bizden önceki eski Türkiye’yi. Başörtülü olduğu için milletin Meclisinden kovulan, hatta vatandaşlıktan çıkartılan ve dönemin Başbakanı tarafından bu kadına haddini bildirin denilen Türkiye’yi unutmadık. Şimdi herhangi birisi bacılarıma haddini bildirin diyebilir mi? ("Hayır" sesleri) Diyebilir mi? ("Hayır" sesleri) Başı açık olsun, başı örtülü olsun herhangi bir kadımıza, Nenehatun’un bir torununa hakaret ettirir miyiz biz? ("Hayır" sesleri) Herhangi bir hakarete izin verir miyiz? ("Hayır" sesleri) Kimse hakaret edebilir mi? ("Hayır" sesleri) Neden? Çünkü dimdik AK Parti kadroları var, memleketin kaderine sahip çıkan AK Parti kadroları var.
Cumhurbaşkanınca anayasanın fırlatıldığı bir kitap doyasıyla, hatırlarsınız Necdet Sezer dönemi, büyük krizlerin yaşandığı eski Türkiye, bunları unutur muyuz biz? Bankaların hortumlandığı, imar yolsuzluklarının ayyuka çıktığı Türkiye’yi unutur muyuz? ("Hayır" sesleri) Gençlerin geleceklerinden umutlarını kestiği Türkiye’yi unutur muyuz? ("Hayır" sesleri) Değerli kardeşlerim, kısacı yönetilemeyen Türkiye’yi unutmadık. Kadınlarımıza haddini bildiren günleri tarihe gömdük. Gençlerimizi baskıdan bezdiren günleri geride bıraktık. AK Parti bütün ikna odalarının kapısına kilit vurdu, zulmün kapısına kilit vurdu, o karanlık günleri tarihe gömdü. Allah’ın izniyle bir daha o karanlık günler geriye gelmeyecek, kimse hesap etmesin.
İşte siz 2002 seçimlerinde… ("Dik dur eğilme Erzurum seninle" sesleri) Allah aşkına Palandöken gibi, Erzurum’un sırtını verdiği bu dağlar gibi biz dimdik dururuz. 93 Harbinde Erzurum nasıl dik durmuşsa, İstiklal Harbinde nasıl dik durmuşsa arkamızda siz varsınız ya biz her zaman dik dururuz, bir daha eski Türkiye’nin geri dönmesine de izin vermeyiz. Yiğit, civanmert Erzurum Dadaşları ve Nene Hatun’un inanç, fikir varisi Erzurumlu hanımlarımız, bizi 13 yıldır (“Kıskananlar çatlasın” sesleri) Çatlayanlar çok, ama bizimle milletin muhabbetini ne kadar kıskanırlarsa kıskansınlar bize erişemezler. Biz yola çıktık mı milletimizle yürürüz, yere adımımızı bastığımızda Erzurum’un o çetin toprağı gibi dimdik ve her türlü güçlüğe karşı ayakta dururuz.
Değerli Erzurumlular, bizi 13 yıldır desteklediniz, hep yanımızda oldunuz. Bilin ki, 13 yılın kazanımlarının heba olup gitmesine asla izin vermeyeceğiz. Biliyorsunuz 7 Haziran’da tek başımıza iktidar olacak sayıya az bir farkla ulaşamadık olsun dedik, milletimiz iradesi neyse başımızın üzerinde dedir dedik. Ama inşallah 1 Kasım’da büyük bir farkla geçeceğiz değil mi? 7 Haziran’dan sonra 1 Kasım’da tek başına iş başına diyor muyuz? (“Evet” sesleri) Ama bakın 7 Haziran’dan sonra daha o gün akşam milletimiz ne dediyse başımızın üzerinde dedik ve bir şey söyledik, Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak adına her şeyi yapacağız dedik, koalisyon görüşmelerini sonuna kadar iyi niyetle yaptık. Ne var ki aynı iyi niyet ve samimiyeti muhataplarımızdan göremedik, bütün gayretlerimize rağmen muhataplarımız uzlaşma arayışlarına girmek yerine kendi tutumlarında yine inat ettiler. Dört siyaset ortaya çıktı 7 Haziran’dan sonra bir AK Parti’nin takip ettiği birlik ve uzlaşma siyaseti. Biri CHP’nin takip ettiği, izlediği blok siyaseti. Biri MHP’nin izlediği Bahçeli’nin MHP’de değil Bahçeli izledi. Biliyorum MHP’li kardeşlerim dahi bundan memnun değil. Bahçeli’nin hayır siyaseti, her şeyi reddeden hayır siyaseti. Biri de HDP’nin izlediği terör siyaseti. Şimdi bakın (“Kahrolsun PKK” sesleri) Merak etmeyin, bu milletin birliğine kast eden, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne kast eden her şeye, herkes, her kesim hepsi kahrolacak hiç merak etmeyin.
Şimdi 7 Haziran’dan sonra CHP önce blok siyaseti dedi. Bir tarafta yüzde 60 oy var dedi, diğer tarafta yüzde 40 karşımıza blokla çıkmak istediler, birbirlerine başbakanlık teklif ettiler sanki başkanlık teklifle verilebilirmiş gibi. Yahu Başbakanlığı millet verir millet kimse kimseye ikram edemez edebilir mi? Sayın Kılıçdaroğlu, Bahçeli’ye gel sen Başbakan ol diyor, o ona diyor peki 7 Haziran’dan bu yana milletin kaderine kim sahip çıktı? Şimdi daha sonra Cumhuriyet Halk Partisiyle koalisyon görüşmeleri de yaptık, ama dediler ki o görüşmelerde eğitimde, yani bütün bu kazanımlarımızın olduğu eğitimde, dış politikada 180 derece farklı politika izleyeceğiz. Biz de dedik bir dakika dur orada, bir eğitimden de, takip ettiğimiz onurlu dış politikadan da memnunuz ve sürdüreceğiz. Şimdi size soruyorum, Filistin bayrağını Birleşmiş Milletlere çekerken orada hemen orada duran siyasetimizden memnun musunuz? (“Evet” sesleri) Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkan siyasetimizden memnun musunuz? (“Evet” sesleri) Mazlumlara sahip çıkan siyasetimizden memnun musunuz? (“Evet” sesleri) İşte biz orada dur dedik, ama medenice konuştuk. Öbür taraftan Sayın Bahçeli her görüşmemizde bize hayır dedi. Gel hükümet kuralım hayır, gel seçim hükümeti kuralım hayır, gel beraber erken seçime gidelim hayır. En sonunda Cumhurbaşkanımız olağanüstü artık seçim hükümet kurulamayıp seçim hükümeti kararı almak gerektiğinde, görevi de ben denize verdiğinde hem CHP, hem MHP hükümetten kaçtı, bakan vermediler. Bu zor dönemde terörle mücadele ederken, Suriye’de sınır ihlalleriyle uğraşırken MHP ve CHP ülke yönetimine katılmayı reddettiler. Şimdi bunlar terörle mücadelede MHP Sayın Bahçeli gelip nasıl bir talepte bulunur? Eminim MHP’li kardeşlerimizde bunu görüyor. Ben dün Samsun’da mitingi yapıp gece 11:30’da Ankara’ya döndüğümde 12’den gece 3’e kadar sabahın erken saatlerine kadar ülkenin güvenliği için komutanlarımızla, bakanlarımızla toplantı yaptım sonra da Erzurum’a geldim. Gündüz biz siyaset yapıyoruz, gece ve 24 saat Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak için Türkiye’yi idare ediyoruz, işte bu sorumluluğu almaktan kaçındılar. Sonunda bütün samimi gayretlerimize rağmen bu çabalarımız karşılıksız kaldı ve yeni bir seçim süreci başladı. Bütün bu süreçte ülkeyi hükümetsiz bırakma hayalleri görenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık olanda hayır vardır. Bakın 7 Haziran’dan sonra puslu havayı seven çakallar gibi terör örgütleri meydana çıktılar. Her türlüsü DAEŞ’i, PKK’sı, DHKP-C’si, ama biz Erzurum Kongresinden almışız ilhamı, bu terör örgütlerine karşı her türlü tedbiri aldık mücadelemizi en kararlı şekilde sürdürüyoruz. Bu mücadelede Erzurum arkamızda mı? (“Evet” sesleri) Arkamızda mı? (“Evet” sesleri) İşte hadlerinin bildirdik ve bundan sonra da bu ülkeye kast eden kim olursa olsun gerekli her türlü tedbiri alacağız. Milletimiz (“AK Gençlik burada Hocasının yanında” sesleri) Hocası da her zaman AK Gençliğin yanında her zaman. Gelirken üniversiteli gençlerle beraber olduk.
Milletimiz 7 Haziran’dan bu yana geleceğimiz adına, istikrarımız adına yegane umudun AK Parti olduğunu bir kez daha gördü. Bir kez daha minderden kaçanları, taşın altına elini koymayanları da gördü notunu da inşallah 1 Kasım’da verecek milletimiz, hepiniz vereceksiniz, karne notlarını siz dolduracaksınız.
Şimdi beyannamemizi, sözümüzü, işimizi ne kadar güvenilir olduğumuzu siz değerlendireceksiniz sizin teraziniz şaşmaz, milletin terazisi şaşmaz, milletin basireti şaşmaz, milletin istikameti hiç şaşmaz, Erzurumlunun terazisi, basireti, istikameti hiç şaşmaz. Şimdi inşallah 1 Kasım’da sizden iyi bir karar, iyi bir not bekliyorum. 1 Kasım’a Erzurum mühür vursun istiyoruz, 1 Kasım’da tek başına iş başına diyoruz, tek başına iktidar istiyoruz Erzurum’dan verecek misiniz? (“Evet” sesleri) Bizi bir daha koalisyon görüşmelerine mecbur bırakmayacaksınız. Vereceğiniz emaneti bu sefer tek başına, iş başına diyerek tertemiz vereceksiniz, biz de o emaneti tertemiz taşıyacağız. Allah’ın izniyle inşallah bu parlak geleceğin teminatı istikrarlı bir yönetimdir değerli Erzurumlular, işte 1 Kasım 2015 bunun için tarihi bir imkandır. Gördünüz 7 Haziran’daki bir küçük ayak sürçmesinden kimilerinin iştahı nasıl da kabardı, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarından bir kaosun hayalini kurmaya çalıştılar. Meclis’in içi dışı hiç fark etmedi bir sürü odak, bir sürü karanlık çevre birtakım planlara tevessül etti, birbirine paralel kabus senaryoları yazmaya kalktılar. 7 Haziran seçimleri geçer geçmez kanlı iştahları kabaranlar hemen terör kartını masaya sürdüler karanlıktan rahatsız olan yarasalar gibi. Asrın barış projesi olmaya namzet bütün milli birlik ve barış projemizden bu arayışın getirdiği ortamdan rahatsız oldular. Barışı istemeyenler, siyasetin çözüm arayışına menfur eylemlerle, bombalarla, zulümle, düşmanlıkla son vermeye çalıştılar, hala da bu menfur emellerinden vazgeçmeyenler var. Bu vesileyle terör saldırılarında hayatını kaybeden kardeşlerimi, şehit askerlerimizi, polislerimizi rahmetle anıyorum. Şehitler diyarı Erzurum’dan, şehitlerimizin ailelerine, gazi diyarı Erzurum’dan gazilerimize buradan selamlar ediyorum. İşte buradan kale şehirde öylesine zulümler yaptılar ki Karayazı İlçe Başkanımızı Servet Bey’i de biliyorsunuz bu zulümlerde işkenceye tabi tutmaya kalktılar. İşte buradan kale şehirden söylüyorum, kale şehirden bir kez daha söylüyorum bizim iyi niyetimizi, hüsnü niyetli tavrımızı, sabrımızı suiistimal edenler, hak ettikleri cevabı aldılar, alacaklar inşallah. Ne Karayazı’da, ne de ülkenin herhangi bir köşesinde kimse bir daha herhangi bir vatandaşımıza zulüm etme, işkence etme cesareti gösteremeyecek hepsinin hesabını gördük, görmeye devam edeceğiz. Birliğimize, kardeşliğimize yönelen her türlü tehdide karşı dimdik ayaktayız. Erzurum Türklerin, Kürtlerin, bütün bir tarihte omuz omuza 93 Harbinde Erzurum Kongresinde omuz-omuza duran o yiğitlerin çocukları inşallah bu davaya sahip çıkacaklar. Bu tahrikler karşısında işte bugün 6 Ekim, geçen sene Kobani olaylarını bahane ederek Yasin Börü dahil birçok gencin canına kıyanlar bilsinler ki bir daha 6-7 Ekim olayların yaşanmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ne oldu peki? Bugünlerin geri gelmesine, 6-7 Ekim olaylarının tekrar yaşanması hayallerini kuranların hayallerine izin vermeyeceğiz. Bakın aslolan üç yıldır tesis etmeye çalıştığımız barış iklimidir, üç yıldır gayretle yürüttüğümüz kardeşliktir, huzurdur, güvendir, refahtır. Aslolan bunları hayata geçirecek olan iradedir, yani AK Parti’nin iradesidir, milletin iradesidir. Yola çıkarken hedefimiz herkesin kendini aidiyet bağıyla bu ülkeye ait hissettiği hiç kimsenin ayrımcılığa tabi tutulmadığı mutlu, huzurlu bir Türkiye’dir. Bu hedefimizden milim sapmadık, sapmayacağız. Türkiye, insanların kardeşçe, dostça, ezeli ve ebedi bir birliktelik içinde yaşadığı müreffeh bir ülke olacak. Büyük bir ülke olarak büyük medeniyet yürüyüşüne devam edeceğiz inşallah. Bu yürüyüşte beraber miyiz? ("Evet" sesleri)
İşte o zaman sevgili Erzurumlular, değerli kardeşlerim; kaos ihtimalini bertaraf etmek, istikrarı ikame etmek için 1 Kasım’da inşallah çok daha güçlü bir şekilde bize destek vereceksiniz. Türkiye’nin etrafı ateş çemberi iken şimdi gelin hep birlikte yeni bir destan yazalım. Türkiye’nin etrafında kardeş kavgaları kökleşirken, derinleşirken gelin kardeşliğimizin destanını birlikte yazalım. Gelin hep birlikte 1 Kasım tarihini Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde yeni bir milat, yeni bir başlangıç hamlesinin dönüm noktası yapalım.
Değerli Erzurumlular, biliyorsunuz Pazar günü Ankara’da 1 Kasım’dan sonra yapacaklarımıza dair milletimize taahhütlerimizi açıkladık, şimdi sizlerle de paylaşacağım. Her bir Erzurumlunun gönlüne girecek, yüreğine dokunacak sözler, taahhütler verdik. Biz sözümüzü tutar mıyız? ("Evet" sesleri) İşte 13 yılda da hep sözümüzü tuttuk. 13 yıl içinde Türkiye’yi derin bir kuyudan alıp çıkardık. Türkiye’yi bir uçurumun kenarından çıkardık. 3 Kasım 2002’den bu yana büyük bir yönetim tecrübesi edindik. Şimdi 1 Kasım’a bu tecrübeyle birlikte giriyoruz. Bunun için de bir kez daha sizin rızanızı istiyoruz.
Siyasi rakiplerimiz Türkiye’ye neler kazandırdığımızı özellikle unutturmak istiyor. Gelin bir bakalım neler oldu, çok kısa bir özet. 13 yılda milli gelirimiz 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkardık. 3000 dolardan aldığımız kişi başına milli geliri 10 bin doların üzerine çıkardık. 13 yıl önce IMF kapısında bekleyen Türkiye’den IMF’e de, dünyanın mazlumlarına da destek olan güçlü, kudretli bir Türkiye çıkardık. Bu Türkiye’yle gurur duyuyor musunuz? ("Evet" sesleri) Bu Türkiye’nin devamını istiyor musunuz? O zaman 1 Kasım’da hep beraber fevç fevç sandıklara.
Merkez Bankası rezervimizi 26 milyar dolardan aldık 102 milyar dolara çıkardık. Türkiye, 2003-2013 yılları arasında bütün küresel krizlere rağmen ortalama yüzde 5 civarında büyüdü. Bu rakamlarla Avrupa’nın en hızla büyüyen ülkeleri arasında yer aldık. İhracatı 36 milyar dolardan aldık, 158 milyar dolara çıkardık. Türkiye 2004’te 34 yıl sonra ilk defa tek haneli enflasyon rakamlarına geldi. Sonra da bunlar düştü 2012’de en düşük seviyesine. Onun için 2013’te bize karşı bu Gezi provokasyonları, 17-25 Aralık paralel operasyonlar çıktı, çıkardılar. 2002’de yüzde 11,5 olan bütçe açığını 2014’te yüzde 1,3 seviyelerine indirdik. Bütçe açığı bakımından dünyanın en sağlam bütçelerinden birine sahibiz. Bunu şunun için söylüyorum: İşte kaynak bizim dürüstlüğümüzde, bizim bütçemizdedir. 2002’de 119 milyar Türk Lirası bütçemiz vardı, şimdi 479 milyar. Sadece eğitime 89 milyar ayırıyoruz. 13 yılda 117 yeni üniversite açtık. Gelirken güzel kampüsünün inşaatını da gördük, Erzurum Teknik Üniversitesi de hayırlı olsun tekrar. 2002’de sadece 355 bin derslik vardı, her derslikte 70, 80, 100 öğrenci vardı. Buna 234 bin yeni derslik inşa ettik. Bakın dile kolay, bunları diğer muhalefet liderleri sayılarını dillerine bile getirecek cesareti gösteremezler. 757 yeni hastane yaptık, 1737 ikinci basamak hastane yaptık. Kredi yurtlar kurumunun 190 olan sayısını 571’e çıkardık. 200 adalet sarayı yaptık. 679.382 konut yaptık. 18 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Havalimanlarını 26’dan 55’e çıkardık. Türk Hava Yolları’nın 110 ülkede 280 noktaya uçuş yapan bir şirket haline getirdik. Sulanabilir 85 milyon dekar zirai arazinin 61 milyon dekarını yeni projelerle sulamaya açtık. 2002’de yaklaşık 4 milyar dolar olan tarımsal ihracatı 18 milyar dolara çıkardık. 727 bin olan iş yeri sayısını 1 milyon 600 bine çıkardık. Bugün faaliyette olan 157 organize sanayi bölgesinin 90’ını biz yaptık biz. Peş-peşe gelen küresel krizlere rağmen 6 milyon kişiye istihdam sağladık.
Şimdi…
BİR VATANDAŞ- Nazar değmesin inşallah…
BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU- Nazar değmesin inşallah, tabi. Siz oy vereceksiniz, nazar da değmeyecek, bu yola devam edeceğiz inşallah.
Bakın, bir karşılaştırma yapalım ki duymayan kulaklar duysun, özellikle Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki, 13 yılda niye bu vaatleri vermediniz? 13 yılda ne yaptığımızı bir duysunlar.
Asgari ücret 184 liraydı, şimdi 1000 lira ve daha anlatmaya zaman yetmeyecek derecede gerçekten devrim mahiyetinde adımlar attık.
Tarım emeklisinin, BAĞKUR emeklisinin maaşı 66 liraydı, şimdi 884 lira oluyor. Bütün bunlar Allah’a şükür 13 senemiz bereket içinde geçti, başkalarının hayalini kuramayacağı işler bizim dönemimizde icraat haline geldi. Söz verdiysek tuttuk, tutmayacağımız sözü vermedik. Bizim sözümüzün senet olduğuna şahitlik eder misiniz? ("Evet" sesleri) Biz bakın vaat demiyoruz sadece, taahhüt diyoruz, size bir senet veriyoruz ve bu senedin hakkını da veririz. Bizim sözümüz senettir, sözümüz sözdür.
1 Kasım’dan sonra yapacaklarımız işte bu memleket için dert sahibi olmanın, bu dertlere ilaç bulmanın, kendine güvenin, millete güvenin eseridir.
BİR VATANDAŞ- …
BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU- Geleceğiz hepsine. Bakın size çok müjdelerimiz var, yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.
Bütün toplumsal kesimlere mesajı olan tek partiyiz, 7’den 70 toplumun bütününe, 7 yaşından 70 yaşına, doğumdan ölümüne kadar da vatandaşımızın hayatının her aşamasına hitap eden bir beyanname hazırladık. 81 vilayet arasında hiçbir ayrımcılık yapmayana, bölgecilik yapmayan tek partiyiz. Erzurum’u Erzincan’la, Kars’la, İzmir’le, Bursa’yla, Diyarbakır’la birlikte ele alan tek partiyiz. Gencine, emeklisine sahip çıkan tek partiyiz.
Erzurum, ne güzel işaret ediyorsun. Nenehatun’a selam olsun, Erzurum’un büyük erenlerine selam olsun. Allah Erzurum’dan razı olsun, Erzurum Allah’a emanet olsun. Mülk-i İslam’ın kilidi olan Erzurum, ne güzel karşımızda hitap ediyorsunuz, Allah razı olsun.
("Erzurum seninle gurur duyuyor" sesleri) Biz de Erzurum’la, Nenehatun’la, Alvarlı Efe Hazretleri’yle, yiğit Dadaşlarla gurur duyuyoruz, Nenehatun’un torunlarıyla gurur duyuyoruz; Allah razı olsun.
Erzurum bize coşku verdiniz. Sizleri gördük ya Allah’ın izniyle biz nice 1 Kasım’larda nice zaferler kutlarız.
Gelin şimdi beyannamemizin taahhütlerine gelelim birer birer.
Sevgili emeklilerimiz, burada gördüğüm hacı amca bak gençlere hitap ediyor, ne güzel, Allah razı olsun, emekli büyüklerimiz.
Bakın, inşallah beyannamede de söylediğimiz gibi emeklilerimizin hepsine 1200 lira yılda ek katkıda bulunuyoruz, Allah bereket versin. 7 Haziran’dan önce 1100 liranın altında olan emeklilerimiz için 100 lira ayda, yılda 1200 lira vermiştik, onlara bu sefer 2400 lira vermiş oluyoruz. Biz söz verdik mi bu sözü geride bırakmayız, bu sözün gereğini mutlaka yaparız. İnşallah emeklilerimiz, o eli öpülesi ülkeye hizmet etmiş emeklilerimizin hakkını verdik, vermeye devam edeceğiz.
BAĞKUR emeklisi kardeşlerime sesleniyorum… Ezanı Muhammedi okunuyor, dinleyeyim hep beraber, sonra inşallah müjdelerimize devam edeceğiz.
(Ezan Okundu)
Allah Nenehatun’un, Alvarlı Efe Hazretleri’nin emaneti olan bu Ezanı Muhammedi’yi Erzurum’un semalarından, Palandöken’den hiç eksik etmesin. ("Amin" sesleri) Bu Ezanı Muhammedi’nin hakkını vermeyi de bize nasip eylesin. ("Amin" sesleri)
Burada bir genç Dadaş kardeşimiz diyor ki, başka bir şey istemiyorum, bir tek elini öpeceğim. Şimdi ben de ona diyorum ki, biz el öptürmeye gelmedik, inşallah annemizin, babanızın elini öpün bizim elimizi öpmüş sayılırsınız. Biz milletin elini öpmeye geldik. Allah bu aziz milleti her zaman kudretli eylesin.
Değerli kardeşlerim, BAĞKUR emeklilerimizden kesilen yüzde 15 primi yüzde 10’na düşürmüştük, şimdi bütün bu prim kesintisini tamamıyla kaldırıyoruz BAĞKUR emeklilerinden hiçbir kesinti olmayacak. Bu da BAĞKUR emeklilerine 1200 lirayla, 3700 lira arasında ek katkı demek. Ve bütün emeklilerimize burada dikkatinizi çekerim bütün emeklilerimize TOKİ evleriyle emeklilerimize uygun şartlarda konut sahibi yapıyoruz. Ayda 250 lira taksitle ev sahibi olabilecekler, aynı imkanı asgari ücretli kardeşlerime de veriyorum. Bu arada yeri gelmişken, biraz sonra zikredecektim ama Erzurum’da da konut edinme dolayısıyla mağdur olan bazı vatandaşlarımızın talepleri daha önce bize gelmişti onların taleplerini de karşılayacak şekilde belediyemiz ile TOKİ birlikte onların taleplerini karşılayacak şekilde bu soruna çözüm bulacak hiç merak etmesinler bunun talimatlarını verdik. Sayın Recep Akdağ, Belediye Başkanımız ve TOKİ Başkanımız bir araya geldiler vatandaşlarımızla çözümü konusunda Erzurum’la anlaştılar. Şimdi Nene Hatun’un torunları, evimizin bereketi kadınlarımız, bacılarımız her nerede olursa olsun sizinle ilgili müjdelerimizi veriyoruz her nerede olursa olsun, dünyanın neresinde olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadınlarımız çocuk sahibi olduklarında doğum hediyesi veriyoruz. Ve ilk çocuk için 300, ikinci çocuk için 400, üçüncü çocuk için 600 lira. Şimdiye kadar da geçen haftaki rakamları veriyorum 285 binin üzerinde annemize doğum hediyesi verdik. Annelerin ellerinden öpülür, o güzel nesilleri yetiştirecek bacılarımızın her türlü imkanın sağlayacağız. Kadınların iş gücüne katılımını kolaylaştırıyoruz, belediyelerimize kreş açma sorumluluğu getirip, çalışan kadınlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacağız, çocuklarımıza tam gün eğitim verilecek buralarda. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçirdiğiniz günleri memuriyet kıdeminden sayacağız. Böylece maaşında buna bağlı olarak artış olacak bütün kadınlarımızın ve bütün kıdemlerini bu anlamda almış olacaklar. Doğum izni dolayısıyla hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz özlük haklarınızdan. Daha sonra doğum izninden sonraki dönemde de inşallah yapacağımız yeni düzenlemeyle ilk çocuk için iki ay, ikinci çocuk için dört ay, üçüncü çocuk içinde altı ay yarı zamanlı, tam ücretli bir imkana kavuşacaksınız. Yarım gün annelik yapıp, yarım gün çalışacaksınız tam ücret alacaksınız. Annelik yapanların ücreti hem Allah’tandır, hem devlettendir Allah annelerimizi güzel evlatlarla buluştursun.
Eğer derseniz ki, ben okula kadar da çocuğuma bakmak istiyorum o zaman da yarı ücretli, yarı zamanlı çalışılacak. Mevsimlik işçilerimizin de taleplerine bakacağız hiç merak etmeyin flamanızı gördüm. Kadın girişimcilerimize 100 bin Türk Liraya kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler veriyoruz bununda kefaletini yüzde 85 kefalet imkanını da sağlayacağız. Yani bir kadınımız ben iş yeri kuracağım dediğinde 100 bin lira faizsiz krediye anında alacak. Bütün bu imkanları kadınlarımıza tanırken, kadına karşı şiddetle de mücadele edeceğiz. Erzurumlu yiğit Dadaşlar, kadına karşı şiddetle mücadelede var mısınız? (“Varız” sesleri) Kadınlarımızın Nene Hatun’un torunları dünyanın neresinde olursa olsun ona fiske vurmaya kalkanların karşısında yiğitçe durmaya var mısınız? (“Varız” sesleri) Kadınlarımızı korumaya, genç kızlarımıza yönelik barbarca saldırılar yapanlara karşı sizler sesinizi yükseltecek misisiniz, söz mü? (“Söz” sesleri) İnşallah Erzurum’da ve Türkiye’nin her yerinde kadınlarımıza kimse herhangi bir şekilde el kaldıramayacak.
Şimdi işçi kardeşlerimize geliyorum, 1000 lira olan asgari ücreti 1300 liraya çıkartıyoruz Allah hayırlı, mübarek etsin. Şimdi 13 yıl içinde niye yapmadınız diyorlar ya 13 yıl önce asgari ücret 184 liraydı onu 1000 liraya 5 mislinden fazlasına çıkaran da biziz, şimdi de gücümüz yetiyor 1300 lira yapıyoruz. İnşallah ileride imkanlar arttığında bunu daha da artıracağız. İşçi kardeşlerim memnun musunuz? (“Evet” sesleri) Bacılarım memnun musunuz? (“Evet” sesleri) Allah razı olsun.
Şimdi çiftçi kardeşlerimize gelelim Allah’ın nimetini bizlere ulaştırabilmek için emeğini, terini döken çiftçi kardeşlerimize de Erzurumspor olmadan olmazdı Allah razı olsun. (“Erzurum seninle gurur duyuyor” sesleri) Biz de Erzurum’la gurur duyuyoruz. İnşallah çiftçilerimize bakın Erzurumlu çiftçilerimize müjdelerimi veriyorum. Yemde yüzde 8, gübrede de yüzde 18 olan KDV’yi kaldırıyoruz yemimizde, gübrenizde artık vergisizdir. Ayrıca Erzurum’un hayvancılığın geliştirilmesi için sonunda söyleyecektim ama şimdi söylüyorum arkadaşlar da konuştuk Erzurum’da bir et borsası kuracağız, etin borsası artık Erzurum’da olacak inşallah. Ta ki bu yaylalar, bu güzel diyarlar hayvancılıkla daha da gelişsin. Ne isterseniz her zaman yanınızda olduk olacağız.
Emektar esnaf kardeşlerimde vardır aranızda şimdi onlara sesleniyorum, eğer basit usulde vergilendiriliyorsa emektar esnaf kardeşim, 8 bin Türk Liraya kadar olan kazancın üzerinden hesaplanan vergiyi almayacağız, tek kuruş vergi almayacağız. Asgari geçim indirimi uygulamasını yıllık düzeyde sizler içinde uygulayacağız. Alın terinin, emeğinin, kazancının, bereket katmak için 30 bin Türk Liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz inşallah faizsiz kredi. Ama esas bir müjdemiz var ki o fazla fark edilmedi beyannamede şimdi burada söylüyorum. Emek yoğun sektörlerde yatırımcıların, esnafın, KOBİ’lerin talebi halinde bakın ne yapacağız biliyor musunuz? Gelecek bize bir proje verecek ve diyecek ki ben bir fabrika kurmak istiyorum 10 esnaf birleştim ya da tek başına biz de ona anahtar teslimi fabrika vereceğiz buyur işlet, kazan vergini öde diyeceğiz anahtar teslimi farika vereceğiz. Ta ki esnafımız KOBİ olsun, KOBİ’lerimiz işveren olarak güçlü bir şekilde ekonomiye katkıda bulunsun.
Şimdi gençler hani biraz önce elimi öpmek isteyen o güzel kardeşim bak şimdi sizlere ne yapıyoruz, sizlere ne söylüyoruz? Size her şeyi yapacağız, çünkü genç adam, genç kardeşim, genç Dadaşım sen bizim umudumuzsun, sen bizim yarınımızsın, genç Dadaşım senin için yaptığımız her şey sana hayırlı olsun, helali hoş olsun. Genç dadaşım bu ülkenin aklı sensin, bu ülkenin vicdanı sensin, bu ülkenin vicdanı sensin, bu ülkenin geleceği sensin, bu ülkenin gücü, kudreti her şeyden önce sensin. Bana, bize büyük petrol yatakları vereceklerine Dadaş gibi yüreği kuvvetli, bileği kuvvetli, imanı güçlü Türkiye’nin geleceğine yürüyen gençler versinler gençler. Biz petrol yataklarından umut beslemeyiz, biz gençlerimizden umut bekleriz en büyük kazancımız sizsiniz. Bitince tamam inşallah her birinizle fotoğraf çektirmek isterim ama 10 binlerce Erzurumluyu burada bekletmek ya da fotoğrafta sırada bekletmek zor inşallah.
Şimdi bakın gençler, okulu bitirdiniz hayata atılacaksınız, düzen kuracaksınız önünüzde iki yol var ya kendi işini kuracaksınız değil mi? Baba mesleğini devam ettireceksiniz ya da kendi işini ya da bir yere gidip çalışacaksınız. Şimdi diyoruz ki, kendi işini kuracak Dadaş gence gel bir proje getir, projen üzerinden sana 50 bin Türk Lirası hibe veriyoruz 50 bin Türk Lirası. Hani babalar, anneler çocuklar iş tutacak diye kenarda bir para biriktirirler ya bu sefer devlet sizin için para biriktirdi ve o parayı hortumculara yedirmedi, üçkağıtçıları, banka dolandıranlara yedirmedi, biriktirdi ve şimdi diyoruz ki, 50 bin lira size annenizin, babanızın mirası gibi helal olsun dükkanınızı, işini açın. Genç gelir de derse ki, benim iddiam büyük 50 bin lira yetmiyor o zaman da diyoruz ki, 100 bin Türk Lirası da sana faizsiz kredi veriyoruz. 50 bin lira geri ödemesiz, 100 bin lira faizsiz kredi. Genç geldi derse ki, ama benim faizsiz kredi alacak kadar, kredi alacak kadar bir malım, mülküm teminatım yok merak etme diyoruz senin teminatın devlettir, Hükümettir, AK Parti’dir diyoruz ve ne yapıyoruz biliyor musunuz? Bunu kredi garanti fonundan sizlere kefalet oluyoruz. Düşünün miras gibi size hayırlı, helal para veriyoruz. Sonra faizsiz kredi veriyoruz, sonra da sizin kefiliniz oluyoruz. İşte bizim gençlere duyduğumuz güven burada. Gençler memnun musunuz? (“Evet” sesleri) Memnun musunuz? (“Evet” sesleri)
Sonra dediniz ki, parayı kazandım ama siz benden devlet olarak vergi alırsanız ben sermaye biriktiremem. Peki o zaman da diyoruz ki, sen işini kur, bu sermayenle işini büyüt senden 3 yıl hiç vergi almayacağız. Bundan cömert devlet olur mu? (“Hayır” sesleri) Bundan merhametli Hükümet olur mu? (“Hayır” sesleri) Bundan şefkatli parti olur mu? (“Hayır” sesleri) AK Parti sizsiniz, siz AK Partisiniz gençler.
Şimdi tabi herkes işini kuracak değil biri de derse ki, ben gidip bir yerde çalışmak istiyorum o zaman işverene diyoruz ki, bu çalışmak isteyen kardeşimiz var ya ona işini ver, ona da diyoruz ki sen git çalış bir yıl maaşın devletten dolayısıyla, hiçbir işveren imkansızlık sebebiyle bu talebi geri çevirmez. Bir yıl maaşını ödeyeceğiz, iş başı eğitimi aldıracağız, becerisini geliştireceğiz iş yerlerinde aranan eleman haline gençlerimizi getireceğiz. İnşallah gençlerimizin istihdamını sağlayacağız. Sadece maaşını da ödemiyoruz, o bir yılda da dediğim gibi eğitim imkanı. Peki, diyecek genç ben köyde yaşıyorum babamdan biraz bağ bahçe kaldı, güzel elma bahçelerim var, kiraz bahçelerim ama sermayem yok. Ona da diyoruz ki, sana da imkan veriyoruz bu bağlar, bahçeler, bu yaylalar, mezralar şenlensin sana 30 bin liraya kadar karşılıksız sermaye veriyoruz. 30 bin liraya kadar karşılıksız hiç geri ödemesiz sermaye işte merhametli devlet bu ve bu yolla gençlerimizin hepsini iş, güç sahibi yapıyoruz. Şimdi aramızda genç bacılarımız, kardeşlerimiz var inşallah iş sahibi olduğunda, aş sahibi olduğunda geriye kalan bir tek eş sahibi olmak onu da annenize, babanıza söyleyeceksiniz tamam mı? Ama ola ki kız vermiyor, oğlan olmuyor gibi bir sıkıntı olursa bizi arayın biz gelir dünürlük yaparız. Ben çok dünürlük yaptım yine yaparım, ama gençlere söylüyorum dünürlük yaptığımda kız tarafı olurum ha kızları korurum. Kız tarafı olurum kızımıza herhangi bir şekilde huzursuzluk veren damat olursa da hesabını sorarız. Sorar mıyız? (“Evet” sesleri) Ama Dadaşlar hiç öyle huzursuzluk vermez, Dadaşlar yiğittir, kadınıyla yiğittir, erkeğiyle yiğittir, Erzurum yiğit Erzurum, Dadaş Erzurum Allah sizden razı olsun. 1 Kasım’a var mısınız? (“Varız” sesleri) Yürümeye var mısınız? (“Varız” sesleri) Gençleri iş sahibi yapmaya var mısınız? (“Varız” sesleri) Herkese aş, herkese iş mücadelemizde yanımızda olmaya var mısınız? (“Varız” sesleri) İşte bizim taahhütlerimiz ama biz yapacağız, edeceğiz sığası kurmuyoruz, biz yapıyoruz diyoruz, 2 Kasım’dan sonra da yaptık diyeceğiz inşallah yaptık diyeceğiz.
Şimdi bir de muhalefete bakın Erzurum’a tek bir eseri, dikili ağacı olmayan Cumhuriyet Halk Partisi Erzurum’da gelip cumhuriyetçilik iddiasında bulunabilir mi? (“Hayır” sesleri) Gelin hükümet olalım beraber seçim hükümeti kuralım dediğimizde kaçanlardan bu millete fayda gelir mi? (“Hayır” sesleri) Elini bakan olarak taşın altına koymaktan bile kaçınanlar ülkede başbakanlık yapabilir mi? (“Hayır” sesleri) Anayasa demiş ki, gel hükümeti birlikte kur. Biz mertçe çıktık Erzurum yiğitleri gibi cirit meydanına çıkanlar gibi varız dedik, ama onlar yokuz dediler korkarlar onlar çıkamazlar. Şimdi peki Erzurum’a tek bir eser kazandırmamız olan MHP özellikle de Sayın Bahçeli, Erzurum’da milliyetçilik yapabilir mi? (“Hayır” sesleri) Diyor ki, terörle mücadele edelim ediyoruz mücadele ediyoruz, peki sen neredesin? Dedik gel hükümet kuralım terörle mücadele başladıktan sonra, hayır dedi. Peki, seçim hükümeti kuralım dedik ülkede askerimiz, polisimiz mertçe, yiğitçe teröristle mücadele ederken, bizim gözümüze gece uyku girmeden toplantılar yapıp her türlü tedbiri alırken Sayın Bahçeli rahat rahat uyumayı tercih etti, sonra da ülkenin birliğinden, beraberliğinden bahsederler. Sorumluluk almaya, iktidar olmaya hiç çıkmazlar taşın ucundan, herhangi bir işin ucundan bile tutmazlar, sonra da milliyetçilik taslarlar. Bu millet görüyor, bu millet kendisi için uyumayanları da görüyor, bu millet millet sahip aradığında, vatan sahip çıkacak yiğit aradığında Hükümetten kaçanları da görüyor. Biz kaçmadık, kaçmıyoruz, kaçmayacağız inşallah. Erzurum’un er meydanındayız, meydana (“Vur vur inlesin muhalefet dinlesin” sesleri) Dinleyecekler, ama inşallah dinleyecekler ama esas neyi dinleyecekler biliyor musunuz? 1 Kasım’daki sandığın sesini dinleyecekler sesini. Kaleşnikof sesi dinlemeye çalışan HDP de dinleyecek sandığın sesini, hayır demekten başka bir şey bilmeyen Bahçeli de dinleyecek, blok siyaseti diyen Kılıçdaroğlu da dinleyecek, CHP de dinleyecek.
Şimdi bakın onlar sadece lafügüzaf ile vakit geçirirken biz Erzurum’da neler yaptık hep beraber gelin bir hatırlayalım bir bakalım. Şimdi geldik Erzurum’a taahhütlerimizle birlikte güzel Erzurum’umuza, yiğit Erzurum’a ne yapacağımızı, ne yaptığımızı, ne yapacağımızı. Erzurum’a 13 yılda 13,1 milyar yatırım yaptık 13,1 milyar. İhracat rakamı biz iktidara geldiğimizde 7 milyondu, şimdi 32,9 milyon. 2417 derslik, 13 bin 100 yatak kapasiteli 11 yurt, 20 devlet hastanesi, 74 sağlık merkezi, 179 taşkın koruma tesisi, 7 arıtma tesisi, 5661 konut, 511 kilometre bölünmüş yol yaptık dile kolay. Biz bunları yaptık onlar bu rakamları telaffuz bile edemezler yaptık mı Erzurumlular? (“Evet” sesleri) Peki, o zaman yaptık gelecekte de yapar mıyız? (“Evet” sesleri) İşte bu. Erzurum’u Ağrı’ya, Erzincan’a, Kars’a, Bayburt’a, Bingöl’e bölünmüş yollarla bağladık, bağladık mı? (“Evet” sesleri) 2003’te Erzurum’a doğalgaz getirdik, en önemlisi de bugün Erzurum sokaklarında mağazalarda, çarşıda dolaştım öyle muhabbet gösterdi ki Erzurumlular, ya bu Erzurumluların muhabbeti apayrı bir muhabbet yolda yürüyemedik sarılanlar, bağrına basanlar, dua edenler. Dedim ki, bu aziz millete hizmet etmek ne güzel, bu Erzurum’a hizmet etmek ne güzel. Bakın Erzurum’da. (“Kıskananlar çatlasın” sesleri) Bizim milletle muhabbetimizi kıskanmamak mümkün değil ki. Bu muhabbete ulaşabilir mi onlar? (“Hayır” sesleri) Çıkabilirler mi esnafın arasında? (“Hayır” sesleri) Yürüyebilirler mi Erzurum’un sokaklarında? (“Hayır” sesleri) Sizin kalbinize sarılıp yüreğinize, terinizin kokusunu gönüllerinde hissedebilirler onlar? (“Hayır” sesleri) Ama biz hissederiz, ama biz hissederiz. Bizim yüreğimiz vatan aşkıyla, millet aşkıyla doludur. Bu kale şehir Erzurum’da toplam 63 tarihi eseri restore ettik, 4 Türkiye, 3 dünya şampiyonası düzenledik, Erzurum dünya şampiyonaları merkezi neredeyse. Bu güzel Erzurum’a 55,5 milyon adet fidan diktik. Gelirken havaalanından Mehmet Bey’e Belediye Başkanımıza söyledim, yan yollar yapılıyor, havaalanından şehre kadar bütün yollarda kesif şekilde ağaçlandırma istiyoruz dedim Erzurum’a bu yakışır, Erzurum’a ağaç yakışır, Erzurum’a fidan yakışır, Erzurum’a fidan gibi Dadaşlar yakışır Dadaşlar.
Palandöken Barajını biz inşa ettik, büyükbaş hayvan sayısında ülkemizin birincisi olan Erzurum’a 13 yılda 259 milyon hayvancılık desteği verdik. Hınıs ve Merkez’den başlayarak hayvancılıkla uğraşan tüm ilçelerimize önümüzdeki sene hayvancılık borsası kuruyoruz dediğim gibi.
Raylı sistem bakınız şimdi Erzurum’a yapacaklarımıza geliyorum.
Biraz önce Efkan Bey, Recep Bey, milletvekili adaylarımız, Belediye Başkanımız o Erzurum’un güzel cağ kebabını yerken, hay o cağ kebabı var ya o cağ kebabı ne güzeldir, onu yerken bu şehre, bu güzel şehre helal olsun diyor tabi ki helal olacak Erzurum’un her şeyi helal bize, Erzurum’un haramı olmaz ki Erzurum helaller diyarıdır.
Dedik ki, Erzurum’a artık raylı sistem şart, Erzurum raylı sistemle taşınacak inşallah. Ve raylı sistemi tarihi mekanlarda gerekirse yer altına girerek Erzurum’un tarihini koruyarak kış şartlarında da en iyi ulaşım imkanı sağlayacağız. Ulusal çağrı merkezimiz var uluslararası çağrı merkezi kuracağız.
Kış turizmi, termal turizm, spor turizmi, sağlık turizmi entegrasyonu ve geliştirilmesine ağırlık vereceğiz, zaten tesislerimiz ortada.
Organik tarım ve hayvancılık potansiyelinin geliştirilmesi için gerekli tedbirleri alacağız.
Biraz öne söyledim, burada konut mağduru olan vatandaşlarımızın sorunlarını en iyi şartlarda çözeceğiz. Allah aşkına soruyorum size, bu kadar Erzurum’u seven sizden biriniz, Dadaş muhabbeti duyan biri Dadaşı mağdur bırakır mı? ("Hayır" sesleri) Tek bir Dadaş mağdur kalmayacak.
Şimdi ayrıca aralarında 10 bin kişilik spor salonunun da olduğu 20 spor tesisi yapıyoruz, 15 sağlık tesisi yapıyoruz Erzurum’a, 6255 konut, 6 arıtma tesisi, 21 taşkın koruma tesisi, 35 gölet ve sulama ve 2 baraj yapıyoruz. Bitmedi, 5 baraj daha projede hazırlanıyor.
Şimdi Erzurum şifa diyarıdır, Erzurum’a gelen şifa bulur. Bakın ben geçen hafta Amerika’daydım biliyorsunuz New York’ta, o Filistin Bayrağının göndere çekildiği anda oradaydım, bir hafta yoğun çalıştık. Geldim, Türkiye Büyük Millet Meclisi oturumuna katıldık Sayın Cumhurbaşkanımızın hitap ettiği, sonra beyannamemiz için 2 gece-gündüz çalıştık, sonra Düsseldorf’a gittim. Almanya’daki Erzurumluların, Almanya’daki vatandaşlarımızın da selamı var, onu da alın. ("Aleyküm selam" sesleri) Sonra geldik, beyannamemizi açıkladık Pazar günü. Dün Samsun’daydık, gece boyu toplantı yaptık, bizde bir yorgunluk olması lazım değil mi? Yok yorgunluk. Niye yok? Çünkü Erzurum’a geldik, Erzurum şifa diyarıdır. Erzurum’a gelen yorulur mu? ("Hayır" sesleri) 24 saat çalışsak yorulmayız. Şimdi enerji aldık. Bu sefer arkadaşlar dedi ki, 25 kadar ile gidelim. Sayı az, vallahi Erzurum’dan öyle bir muhabbet, öyle bir enerji aldım ki, bu hızla ben bıraksalar 81 vilayeti tekrar dolaşırım.
Şimdi bu şifa diyarı…("Dik dur eğilme Erzurum seninle" sesleri) Biz de Erzurum’layız, dedik ya Erzurum biziz, biz Erzurum’uz.
Şimdi bu deva diyarı, şifa diyarı Erzurum’a 700 yataklı şehir hastanesini de en kısa sürede tamamlayacağız inşallah, hiç kimse merak etmesin. Sağlık Bakanımız Recep Akdağ’ın sağlıkta yaptıklarını biliyorsunuz. İnşallah Erzurum’da da sağlık konusunda her şey yapılacak.
Ayrıca, Erzurum’la Rizeli kardeşlerimizin 132 yıllık hayali olan Ovit Tüneli’ni de gerçekleştiriyoruz, artık Erzurum’dan girdiniz mi yolunuz doğru o güzel Karadeniz. Tarih boyu Erzurum Karadeniz’le, Batum’la, Kafkasya’yla Mezopotamya’nın, Orta Asya’nın köprü şehri, merkez şehri. Erzurum’u biz Kafkasya’nın Anadolu’yla, Karadeniz’in Hazar’la, Asya’nın Avrupa’yla birleştiği merkez bir şehir yapacağız inşallah.
Kop Tüneli’yle de Erzurum’dan Bayburt’a 1 saatte ulaşacaksınız, 1 saatte. İnşallah 2 sene içinde onu da tamamlıyoruz.
Trabzon’a müjdesini verdiğimiz Karadeniz Limanı Yoluyla Bayburt ve Gümüşhane üzerinden Erzurum’a ulaşacaksınız. Sadece sizler değil, oradan gelecek olan tırlar, ulaşım, lojistik de ulaşacak.
Ayrıca, dün beyannamede, tabi özetle geçtik hızlı tren projeleri. Bazı Erzurumlular dün Samsun’da da merak etmişler, bize hızlı tren uğrayacak mı? Yahu Allah aşkına, Anadolu’ya bir nimet gelir de Erzurum’a uğramaz mı? Anadolu’nun kilidi Erzurum dedik, kalesi Erzurum dedik. Sivas-Erzincan-Erzurum hızlı trenini de inşallah gerçekleştireceğiz.
Doğu Anadolu Projesiyle doğuda 1 milyon 220 bin kişiye doğrudan istihdam sağlanacak, bundan Erzurum da istifade edecek.
Bakın bir başka az bilinen bir husus, Erzurum güneş enerjisi bağlamında en zengin yerlerden biri, onun için Erzurum’a güneş enerjisi tarlaları kuracağız. Tarlalar sadece fidanlar, sebzeler, meyveler yetiştirmeyecek, enerji de getirecek inşallah.
İlçelerimizin yeraltı zenginliklerini de gün yüzüne çıkartıyoruz. Hınıs’ta kömür, İspir’de bakır, Pazaryolu’nda granit ve mermer, Aşkale krom ve manyezit, Tortum’da tuz çıkartacağız inşallah, yeni istihdamlar sağlayacağız.
Şimdi… ("Erzurum seninle gurur duyuyor" sesleri) Allah razı olsun.
Değerli Erzurumlular, nihayet öyle bir müjdem var ki, bitirirken Erzurum’un şanına yakışır, Aziziye ve Mecidiye tabyaları inşallah turizme kazandırılacak ve ikinci Çanakkale’miz olacak inşallah. Erzurum Çanakkale gibi bütün milletimizin gelip ziyaret ettiği bir yiğitler diyarı olacak.
Evet, Erzurum için yaptıklarımızdan bazıları bunlar, daha pek çok şey yapacağımız inşallah.
Sevgili Erzurumlular, sözlerimin sonuna gelirken… Bakıyorum heyecan bitmiyor, ama daha inşallah çok buluşacağız.
Sözlerimin sonuna gelirken şunu söylüyorum: 1 Kasım’da bütün bu hedefler için yeni bir destan daha yazmanızı istiyoruz. Yeni bir destan yazmaya hazır mısınız? ("Hazırız" sesleri) Erzurum Kongresinden sonra millet kongresini inşallah 1 Kasım’da yapmaya hazır mıyız? ("Hazırız" sesleri) Erzurum Kongresinin ruhunu ayağa kaldıracak mıyız? ("Evet" sesleri) 3 Kasım 2002’de yaptığınızı inşallah 1 Kasım 2015’te de tekrar yapacak mısınız? ("Evet" sesleri) Bir kez daha milletvekillerimizin tamamını iş başına diyerek Ankara’ya gönderecek misiniz? ("Evet" sesleri) Bak ne güzel işaret, hep beraber yapıyoruz, 6.
Bugün 6 Ekim, 6 milletvekilini de hep beraber Ankara’ya gönderiyor musunuz? ("Evet" sesleri) İnanıyorum ki 30 Mart seçimlerinde CHP’ye sadece yüzde 1 oy veren Erzurum yine kendine yakışanı yapacak, bu sefer yüzde 1 de vermeyecek. MHP’ye de bu sorumluluklardan kaçmanın hesabını Bahçeli’ye soracak.
Kurucu liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanımızın seçiminde yüzde 69 oy verdiniz, 2007 referandumunda yüzde 90 oy verdiniz, 2010 referandumunda yüzde 87 oy verdiniz, yeniden yüzde 80’lere çıkmaya var mısınız? ("Varız" sesleri) Var mısınız? ("Varız" sesleri) İnşallah bu gür ses oy sandıklarına yansıyacak. Her zaman rekorlar kırdınız, her zaman demokrasiden yana oldunuz. Şimdi sandıkları yine patlatacak mısınız? ("Evet" sesleri) Yine 6’da 6 yapacak mıyız inşallah? ("Evet" sesleri)
Gelin hep birlikte 1 Kasım tarihini Erzurum’un, Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde yeni bir milat, yeni bir başlangıç haline getirelim. İnşallah Erzurum hep olduğu gibi güçlü bir şekilde AK Parti diyecek; diyecek mi? ("Evet" sesleri) Türkiye AK Parti’yle güzel günler görecek, mutlu yarınlara ulaşacak.
İşte pırıl pırıl adaylarımız, sizin evlatlarınız. Efkan Beyi bu sefer Erzurumluların bol olduğu Erzurum kaynayan Bursa’ya gönderiyoruz, ama o hep Erzurumlu, onu biliyorsunuz.
İşte Recep Akdağ, onu çok iyi tanıyorsunuz, biraz önce hitap etti. Ben hem kabinede birlikte olmaktan geçmişte Bakanlar Kurulunda, hem de dostum olarak onu tanımaktan hep mutlu oldum. İnşallah Recep Akdağ’ı da tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderiyorsunuz inşallah.
İşte Mustafa Ilıcalı, işte Zehra Taşkesenlioğlu, işte İbrahim Aydemir, işte Orhan Deligöz, işte Ahmet Yaptırmış, Erzurum’da 6 aday, 6 pırlanta gibi Dadaş kızı, Dadaş oğlu.
Erzurum bugün bu coşkuyla bu meydanda bize şunu söylüyor: İnşallah 6’da 6 tamamdır; tamam mı? ("Tamam" sesleri)
Sevgili kardeşlerim, Türkiye’nin geleceği istikrarlı bir yönetime bağlıdır. Türkiye’nin tarihinin en önemli seçimlerine doğru ilerlerken 1 Kasım 2015 günü yeni bir demokrasi destanı yazmaya var mısınız? ("Varız" sesleri) Var mısınız? ("Varız" sesleri) Var olun, bin yaşayın. Sizler hem Cumhuriyet tarihimizde, hem demokrasi tarihimizde destan yazan bir şehir evlatlarısınız, bu destanı da yazacağınızdan hiçbir şüphem yok. Ne güzel Erzurumlularla birlikte yürümek, Dadaşlarla birlikte yürümek. İnşallah 1 Kasım’da Dadaş bayramı yapacağız, Dadaş.
Şimdi ayağa bir kere kalkmanızı, bir kere daha mühür vurmanızı istiyoruz. Erzurumlular, hazır mısınız? ("Hazırız" sesleri)
(Halka Beraber Söyleniyor)
Bir olmaya, diri olmaya, iri olmaya, ülkenin birliği ve beraberliği, Türkiye’nin kalkınması için gece-gündüz çalışmaya söz veriyoruz, söz veriyoruz söz veriyoruz. Bu Dadaş sözüdür, yerine getirilecek sözdür.
Bu dava insan onurunu, izzetini, şerefini, Türkiye’nin itibarını savunma davasıdır. Bu dava adalet ve hukuk davasıdır. Bu dava şefkat ve merhamet davasıdır. AK Parti’yle şefkat ve merhamet yolunda yeni Türkiye’yi inşa edecek miyiz? ("Evet" sesleri) Bir kez daha kader birliğiyle 100. yıla yürüyecek miyiz? ("Evet" sesleri)
1 Kasım demokrasi şöleni, 1 Kasım Erzurum millet kongresi, 1 Kasım milli irade zaferi şimdiden hayırlı olsun.
Allah’a emanet olun, Allah yar ve yardımcımız olsun.
----- / -----