"Bazi ölüler vardir ki, dirilerden daha diridirler. Mursi de sehit oldu ama ’yasiyor’ dedigimiz birçok insandan daha diri ve etkilidir”

Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Arap Meclisi, mahkeme salonunda hayatını kaybeden, Mısır’ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin vefatının 40. gününde anma töreninde konuştu.
Yılmaz, Arap Meclisi Başkanı Dr. Moncef Marzouki’nin Tunus Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi’nin vefatı nedeniyle törene katılamadığını belirterek, Sibsi’ye Allah’tan rahmet, Tunus halkına başsağlığı diledi.
Türkiye’nin bugünkü demokrasi seviyesine birçok mücadele ve fedakarlıklardan geçilerek gelindiğini ifade eden Yılmaz, 15 Temmuz’da 251 vatandaşın şehit, binlerce vatandaşın da gazi olduğu bir mücadeleyle demokrasinin korunduğunu hatırlattı.
Demokrasinin ithal edilemeyeceğini, halkın sahiplenmesi, mücadelesi ve fedakarlığıyla gelişeceğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak bunun farkındayız. 1960’ta yaşadığımız darbe girişiminden sonra o zaman ki Başbakanımız Adnan Menderes, bazı bakanlarıyla birlikte darbeciler tarafından idam edilmişti. Şimdi o darbecileri kimse hatırlamıyor ama Menderes’i herkes minnetle, şükranla hatırlıyor. Bugün artık hem geçmiş darbeleri yapanlar hem de 15 Temmuz’da darbeyi başaramayanlar mahkemelerde yargılanıyor. Geldiğimiz bu noktadan sonra hiçbir kesim, yeni bir darbe girişimine de cesaret edemeyecektir. Çünkü bunun hesabını çok ağır bir şekilde bu milletin soracağını herkes biliyor."
Yılmaz, meşru bir yönetimi ve Mısır halkının iradesini temsil eden Mursi’ye bir yıl sonra darbe yapıldığını, hatırlatarak, darbenin arkasındaki güçleri bildiklerini, bir kez daha lanetlediklerini ve kınadıklarını söyledi.
Milletin iradesine karşı darbe yapıldığını, darbelerin milli değil, gayrimilli olduğunu ifade eden Yılmaz, "Darbeciler kendi halklarına karşı son derece sert ve zalim, dış dünyaya karşı da son derece yumuşak ve boyun eğer pozisyondadırlar. Aslında dış dünyada itibarları yoktur. Kendi halklarının kalbinde de itibarları yoktur. Bunları, çeşitli ülkelerin tarihlerinden de biliyoruz. Sonuçta darbeciler kaybedecek, millet kazanacaktır. Bunu her seferinde de görüyoruz. Sabırla ve birlik içinde buna karşı mücadele etmek durumundayız." diye konuştu.
Mursi’nin 7 yıla yakın süre hukuksuz şekilde özgürlüğünden mahrum bırakıldığını, avukatları ve ailesiyle istisnai durumlar dışında görüştürülmediğini aktaran Yılmaz, Mısır halkının bütün bu hukuksuzluklara ve insan hakları ihlallerine şahit olduğunu kaydetti.
"Adaleti savunmaya, mazlumlardan yana olmaya devam edeceğiz"
Bu darbeyi yapanların birtakım uluslararası çevrelerde ve ülkelerde kırmızı halılarla karşılandığını anlatan Yılmaz, aynı ülkelerin özellikle Türkiye’deki demokratik ortama dönük olumsuz algılar yaratma çabası içinde olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, bu darbelere karşı uluslararası kuruluşların nasıl durduğunun görülmesi gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Dünya beşten büyüktür.’ sözünü hatırlatmak istiyorum. Bu sözün ifade ettiği gerçek şu, daha adaletli bir uluslararası düzene ihtiyacımız var. Ülkelerde daha demokratik, daha özgürlükçü bir düzene ihtiyacımız olduğu gibi uluslararası alanda da daha adil bir düzene ihtiyacımız var. Gücün haklı olmadığı ama haklı olanın güçlü olduğu, sadece belli ülkelerin kaygılarının geçerli olmadığı, bütün insanlığın hakim olduğu bir uluslararası düzene ihtiyacımız var. Bu anlamda da Türkiye olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde dünyada adaleti savunmaya, mazlumlardan yana olmaya ve gücün daha fazla paylaşılmasını savunmaya devam edeceğiz. Bu birilerini kızdırsa da Türkiye’ye yönelik sürekli bir baskı oluşturmalarına neden olsa da ısrarla bu tutumumuzu devam ettireceğiz."
"Mursi’nin vefatı şaibelidir"
Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Mursi’nin vefatının şaibeli olduğunu, bilinçli, tedrici ve aşamalı bir şekilde şehit edildiğini söyledi.
Mursi’nin vefatı konusunda uluslararası birtakım çabalar sergileneceğinden memnuniyet duyduğunu ifade eden Yılmaz, şunları aktardı:
"İnşallah uluslararası hukuk platformlarında bu konu daha fazla gündeme gelecektir ve karşılık bulacaktır. Bunun da ötesinde Mısır mahkemelerinde de bununla ilgili suçlu olanların yargılanmasını ve hesap vermesini de temenni ediyorum. Türkiye olarak bu konuda da haklı davası olanların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu dava sadece Mısır halkının, Türkiye’nin davası değil, bütün insanlığın meselesidir. İnsanlık olarak bir sınavdan geçiyoruz. Tüm dünyada onurlu, adaletten, özgürlükten, hukuktan yana olan insanların bu konuyu sahiplenmesi gerekiyor. Şehit Mursi’nin anma günü vesilesiyle şunu tekrarlamamız gerekiyor. Bazı ölüler vardır ki, dirilerden daha diridirler. Mursi de şehit oldu ama ’yaşıyor’ dediğimiz birçok insandan daha diri ve etkilidir. Aslında onun naaşından korkanlar bunu gösteriyorlar. Naaşını toplumdan kaçıranlar, onun gücünü bir anlamda kabul etmiş oluyorlar. Aslolan şehit Mursi’nin fikirlerine, davasına, Mısır halkına ve geleceğine sahip çıkmaktır. Kardeş mısır halkının acısının yürekten paylaşıyoruz. Şehit Mursi, sadece Mısır ve İslam dünyasının değil, insanlık onurunu ayakta tutmaya çalışanların şehididir."
İslam dünyasının bir gün daha demokratik hale geleceğini, halkın iradesinin hakim olacağını ve güç kazanacağını belirten Yılmaz, Mursi ve arkadaşlarının ödediği bedelin boşuna olmadığını, fedakarlıklarının bir gün karşılığını bulacağını sözlerine ekledi.