Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 44. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'nde konuştu
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Katar'da düzenlenen 44. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'nde katılımcılara hitap etti.
Zirvede bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, kendisini zirveye onur konuğu olarak davet eden Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'ye teşekkür etti.
Körfez ülkeleriyle Türkiye'nin ilişkilerinin her geçen gün geliştiğini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, zirveye katılımının, münasebetleri daha ileriye taşımanın bir tezahürü olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, el, gönül birliği içinde hareket ederek münasebetleri güçlendireceklerine inandığını vurguladı.
Körfez ülkeleri ile Türkiye'nin ticaret hacminin son 20 yılda 13 kat artarak geçen sene itibarıyla 23 milyar dolara ulaştığını aktaran Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine yeniden başlanması ve anlaşmanın kısa sürede yürürlüğe girmesinin ticareti daha da artıracağına işaret etti.
Körfez ülkelerindeki insanların turistik seyahatlerinde en çok tercih ettikleri ülkelerin başında Türkiye'nin gelmesinin ayrı bir mutluluk kaynağı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, konseyle ilişkilerin temel unsuru olan Stratejik Diyalog Bakanlar Mekanizmasının bugüne kadar beş toplantı yaptığını anımsattı.
Dışişleri Bakanlarının iştirakiyle düzenlenen toplantıların altıncısına, 2024'ün ilk çeyreğinde Türkiye'nin ev sahipliği yapacağını dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Körfez bölgesini Türkiye üzerinden kara yoluyla Avrupa'ya bağlayan ulaştırma projelerine büyük önem atfettiklerini, bu projelerin enerji işbirlikleriyle taçlandırılması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, uluslararası yatırımcılar için güvenli liman olma vasfını koruyor. Türk ekonomisine güvenen kardeşlerimize gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Savunma sanayi alanında Körfez'deki kardeşlerimizle çok farklı bir ivme yakaladık. Son hadiseler, bu alandaki işbirliğimizin ne kadar önemli ve stratejik olduğunu ortaya koydu. Ortak üretim ve finansman dahil savunma sanayindeki işbirliğimizi çeşitlendirmemizde fayda görüyorum."
"Gazze krizindeki tavrımız örnek oldu"
Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi ile Filistin halkıyla dayanışmayı açık ve net gösterdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gazze krizindeki bu ortak tavrımız, bölge ülkeleri olarak sorunlarımızı sahiplenme noktasında da bir örnek oldu. Zirvede alınan kararların takibini yapmamız önemlidir. Dışişleri Bakanları Temas Grubu çeşitli ülkelerde görüşmeler yürüttü, bu temaslara devam edecekler. Gazze'de kısa süreli geçici insani aranın sağlanması ve esir takası konusunda Katar'ın çabalarını takdirle karşılıyoruz. Tabii bu fasılanın kalıcı bir ateşkese dönüşmesini temenni ediyorduk ancak bu gerçekleşmedi. Netanyahu yönetimi siyasi ömrünü uzatmak uğruna tüm bölgemizin güvenliğini, geleceğini tehlikeye atıyor. Çoğunluğu çocuk ve kadın 17 bin Filistinli masumun hayatını kaybetmesi insanlık suçudur, savaş suçudur. İsrail'in işlediği bu suçlar yanına kar kalmamalıdır. Türkiye olarak bölgeye yönelik insani yardımlarımızı artırarak sürdürüyoruz. Bugüne kadar 12 uçak ve iki sivil gemi dolusu yardım malzemesini El-Ariş'e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların, Türkiye'ye intikalini sağladık. Önceliğimiz, derhal kalıcı ateşkesin ilan edilmesi ve kesintisiz bir şekilde insani yardım akışının teminidir."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, son gelişmelerle birlikte 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devletinin kurulmasının ehemmiyetinin bir kez daha görüldüğüne işaret ederek, "Bu maksatla garantörlük dahil, bölge ülkeleriyle birlikte sorumluluk almaya hazır olduğumuzu açıkladık. Gazze'deki mezalimin Suriye'yi de içerecek bölgesel bir savaşa dönüşmesine fırsat vermememiz gerekiyor." diye konuştu.
"İşbirliğini ilerletmeye hazırız"
Suriye'nin istikrara kavuşmasının önündeki en büyük engelin, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğini tehdit eden başta PKK, PYD/YPG olmak üzere ayrılıkçı terör unsurları olduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Bu terör örgütlerinin kendilerini meşrulaştırma çabalarına karşı tüm kardeşlerimizin müteyakkız olmasını bekliyoruz. Suriye ihtilafına 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde siyasi bir çözüm hedefliyoruz. Suriyelilerin gönüllü ve güvenli geri dönüşleri için de gerekli koşulların oluşturulması gerekiyor. Tüm aktörleri bu doğrultuda işbirliğine davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Körfez İşbirliği Konseyi'nin kendi içinde kurumsal yapısını güçlendirme gayretlerini memnuniyetle takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu derinleşmenin, genişleme ile eş zamanlı olarak yürütülmesinin konseye farklı ufuklar açacağına işaret etti.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Körfez bölgesiyle yakın teması ve stratejik işbirliğini ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı temelinde ilerletmeye hazır olduklarını vurgulayarak, başta Katar olmak üzere zirvede emeği geçenlere teşekkür etti.
Zirve sonrası Cumhurbaşkanımız Erdoğan, liderlerle yemekte bir araya geldi.