Yükleniyor...

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Canlı Yayında Gündeme Dair Soruları Yanıtladı

 

ATV-AHaber-APara-ANews özel yayınına konuk olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen canlı yayında, Türkiye ve dünya gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi.

"Kahramanmaraş merkezli depremin ardından deprem bölgesi yeniden inşa sürecine girdi. Bu yeniden inşa süreci nasıl gidiyor? Vatandaşlar ne zaman yuvalarına kavuşacaklar?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu hafta pazartesi günü Adıyaman'da olduğunu hatırlattı.

Depremde 50 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Allah'tan kendilerine rahmet diliyorum. Onlar, bizim değerlerimizde, inancımızda şehitler safındadır ve Peygamberimize komşudur." ifadelerini kullandı.

Depremde ölenlerin yakınlarının canlarının çok yandığını belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Onların acısını eğer biraz paylaşabiliyorsak ne mutlu bize." diye konuştu.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, önceki hafta ise Kahramanmaraş ve Hatay'da olduğunu anımsatarak şunları kaydetti:

"İnşallah bu cuma Gaziantep'te olacağız. Bir ihtimal, Gaziantep ile beraber Kilis'i de paylaşacağız aynı gün. Cumartesi günü de Elâzığ'da olmayı planlıyoruz. Tabii buralarda hem yeni inşa edeceğimiz konutlarımızın temel atma törenlerini gerçekleştiriyoruz hem de vatandaşlarımızla iftar sofrasında buluşuyoruz. Ramazan boyunca da daha sonra da depremzedelerimizi asla yalnız bırakmayacağız. Yani bu 11 vilayetimizi dönüşümlü olarak sürekli ziyaret edeceğiz. Bizim bir planımız da şudur, sadece şahsım değil, Cumhur İttifakı olarak buraları birlikte dolaşmayı da planlıyoruz. Zaten kabinedeki arkadaşlarım aynı şekilde buraları ziyaret ediyorlar. Ziyaret etmenin dışında da buralarda özellikle çalışma yürütecekler. Onların da plan, programlarını bu aralar yapacağız ve o bölgelerde bugüne kadar nasıl bu arkadaşlarımız çalıştıysalar, bundan sonra da çalışmaya aynen devam edecekler."

Çok üzüldükleri konulardan birinin de yaklaşık 850 kişinin depremde engelli duruma düşmesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Onların protezlerini süratle yapıyoruz. Bu çalışmalar hızla devam etti. Aralarında iki ayağını ve annesini, babasını da kaybetmiş olanlar var. Bir tanesi, ismini vermeyeceğim, teyzesinin kızı hemşire, onunla beraber hayat sürdürüyor. Çok da tatlı mı tatlı bir kızımız. Yaş 16-17 civarında. Hanımla beraber ziyaretine gittik. Protezleri vesaire onlar ayarlanmıştı." dedi.

"Milletimiz müsterih olsun"

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 850 rakamının az olmadığının altını çizerek şunları devam etti:

"Bir tanesinin mesela polis babası var, ama anne gitti. Böyle olanlar da var. Rabb'im onlara sabırlar versin. Babası, teyzesinin kızı... Bir de bizim devletin huzurevlerinde misafir edeceklerimiz var. Onlarla beraber bir hayat inşallah süreceğiz. Arkadaşlarıma söylüyorum, yani protezlerde bile en kalitelisini arayacaksınız, bulacaksınız, onlarla bunu yapacaksınız ki yarın bir gün 'Devletim bana dört dörtlük sahip çıkmadı.' dedirtmeyelim. Ve doktor arkadaşlarımız da sağ olsun bu hassasiyeti, bu inceliği gösteriyorlar. Tabii milletimiz müsterih olsun, 20 yılda 1 milyon 180 bin güvenli konutu ve 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesini yapan kadrolar iş başında. Deprem bölgesinde de yeni konutların temellerini attık, atmaya devam ediyoruz."

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, depremden etkilenen Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay ve Malatya'da toplam 27 bin 949 konutun inşasına fiilen başlandığını belirterek "Hatta köy evlerinden bazıları şu anda bitme aşamasına geldi. Yaz mevsimine kadar da bunları bitireceğiz." dedi.

"Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in deprem bölgesinde yapılan inşaatlara ilişkin sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "'Yani bunlar böyle basit çukurlarda hastane yapıyorlar, bilmem ne yapıyorlar...' Elinize, dilinize dursun. Şu inşaata çukur mu denir Allah'ını seversen?" dedi.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları ifade etti:

"Hayatında inşaat nedir görmemiş, bunların tepeden tırnağa ne kadar derinliği olması gerekir, bunları bilmeyen... Kaldı ki bakın bunlar deniz kumu filan değil, mıcır. Ve kullanılan demirler çok farklı. Bunlarda hassasiyet var. Ve eskiden çimento torbaları gelir, oralarda böyle karıştırarak, haşlama usulü ile harç yapılırdı. Bakın şimdi burada böyle bir harç sistemi yok, mikserle, pompayla yapılıyor. Bunların temel betonlarını da özellikle mıcırı kullanarak mikserle, pompayla dört dörtlük bir şekilde atıyoruz. Hassasiyetimiz çok yüksek. TOKİ bu konularda kendini zaten ispatlamış. Buralarda bir de zemine dikkat ediyoruz. Sulak zeminde değil, özellikle sağlam, buralarda kullanılan yerler daha çok kaya. Böyle bir zeminde temelleri atıyoruz. Sadece burada değil, belediye başkanlığımdan itibaren bu işin içindeyim. Ama konuşanlar bunlardan çıkmış bir tanesi doktor müsveddesi, kalkmış konuşuyor. Hayatında senin acaba inşaatla alakan olmuş mu? Bizim hayatımızda, belediye başkanlığımızda bu inşaatların envaiçeşidini yaptık.

Öbür tarafta bakıyorsunuz Hanımefendi, o da maşallah inşaat mühendisi olmuş, o da konuşuyor. Ve bizim hastanelerle ilgili attığımız adımları, temelleri, bunları küçümsüyor. Hemen ben Sağlık Bakanımı aradım, neyin nesidir... Ondan sonra da süratle Murat Kurum kardeşimi aradım, o da kendisi 'Bazı eksikler olsa bile ben, bizzat Bakanımla da konuştum, buna biz müdahale ederiz ve edeceğiz.' dedi. Ve müdahalelerini de yaptılar. Ondan sonra da ekrandan bu haberi oraya koyanlar, sonra çekip aldılar. Yalana gerek yok. Biz bir şeye eğer 'Yapıyoruz, yaptık', dersek, biz bunu yaparız Meral Hanım. Bizim adımıza dikkat et, benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et. Ve konuştuğun zaman buna göre konuş."

Belediye başkanlığından bugüne kadar attığı her adımı tartarak biçerek attığını dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "20 yıllık iktidarımız döneminde İstanbul, İzmir bütün bu otoyoldaki atılan adımlara dikkat et. Bu otoyollarda bir fire var mı? Kocaeli'nde yaşıyorsun, Kocaeli'nde attığımız adımlara da bak. Eğer orada bir çürük çarık ortaya koyarsan, o ayrı mesele. Yalanla, dolanla iş yapma. Yanlış yere maalesef kafanı çarpıyorsun. Dikkat et, beni kendinle de uğraştırma." dedi.

Bingöl, Van, Elâzığ, İzmir, Antalya, Muğla ve Kastamonu'da daha önce yaşanan doğa olaylar sonrasında yaraların sarılmasına ilişkin görüntüler izletilmesinin ardından, muhalefetin bunlara ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Tabii muhalefet herkesi kendisi gibi beceriksiz zannediyor. Çünkü yaptıkları herhangi bir şey yok. 11 vilayetten Elâzığ hariç hepsini gezdim ama hiçbir zaman oralarda gerçekten muhalefetin büyükşehir belediyelerinden kimseyi göremedim. Muhalefet her zamanki gibi suistimal, ayrıştırma üzerine bir tarzla hareket ediyor. Fakat partimizin bütün büyükşehir, ilçe belediyeleri istisnasız sağ olsunlar kardeş belediyeler ilan etmek suretiyle şu anda deprem bölgelerinde kendilerine zemin oluşturdular, burada çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesinde çalışmalar yapan Cumhur İttifakı belediyelerine teşekkür eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çadır, konteyner ve prefabrik kentler kuruyorlar. Bütün bu çalışmaları, ekipler 7/24 sürdürüyorlar. Sadece bunlar mı? Hayır. Yemek, yiyecek, su, A'dan Z'ye. Mesela bir kere açıklama yaptım. Sonra Hatay Valisi’ne dedim ki 'Açıklamanı yap.' Bakanlarıma da söyledim, kullanma suyuyla içmeyi birbirine karıştırmasınlar. Ne olur? Kullanım suyu farklı, içme suyu farklı. Biz içme suyunda oraya yüzlerce, binlerce tırla içme suyu göndereceğiz. Onun için oralardaki suları kullanmasınlar. Bunu sadece kullanım olarak alsınlar tamam ama içme suyunda gönderdiğimiz o şişe sularını kullansınlar. Önceleri bunu uygulamadılar, sonra bunu uygulamaya geçtiler. Biraz da bu noktada sıkıntılar yaşadık. Ama sonra bunların hepsini aştık.

Tabii yaşadığımız bu felaketin ağırlığı altında bunalan insanlarımızı devletine karşı tahrik etmeye çalışan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Daha bugün bile hâlâ benim askerime, benim Mehmet'ime, jandarmama, polisime, 'Yoklar burada.' diyorlar. Ya elinize dilinize dursun. Şu anda askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız hepsi oradalar, işte buyurun. Hepsi oradalar. Bu askere böyle ihanet olur mu? Bu ihaneti bir teröristler bugüne kadar askerime, Mehmet'ime, jandarmama yaptılar, bir de bu muhalefet yapıyor. Zaten bu konudaki muhalefetin içindeki bazı ağızları biliyoruz. Onlar zaman zaman bakıyorsun hâlleri tutuyor, geliyorlar askerimize saldırıyorlar. Ne derseniz deyin benim halkım askerine, Mehmet'ine sahip, Mehmet'iyle kucaklaşıyor, sarmaş dolaş oluyor."

"Muhalefeti yalanlarıyla baş başa bırakıyoruz"

Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugay Komutanlığında Mehmetçik ile iftarda bir araya geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Hepsi de o arazinin onlara verdiği dinamizmin içindeler. Tekrar yeni görev yerlerine ne zaman gideceklerini bekliyorlar. Şunu çok açık ve net söylüyorum, 'Ey muhalefet, askerime, Mehmet'ime, jandarmama, polisime, güvenlik görevlilerime hakaret etmekle size ekmek çıkmaz, avucunuzu yalarsınız. Biz asrın felaketinin üstesinden asrın dayanışmasıyla gelirken muhalefeti yalanları, iftiraları, hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz." ifadesini kullandı.

Depremin yol açtığı yıkımı telafi etmek ve insanların yaralarını sarmak dışında bir hususla ilgilenmediklerini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Ziya Paşa'nın "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." sözünü hatırlatarak şöyle konuştu:

"Ne yazık ki bizim muhalefetimiz çok konuşur ama hiçbir iş yapamaz. İzmir'de deprem oldu. İzmir Belediyesi kimde? Ana muhalefette. Ne yaptılar? Hiç. Biz gidene kadar bunlar ortada yoktu. Sağ olsun İçişleri Bakanım, Çevre Şehircilik Bakanım bütün ekipleriyle beraber oraya gittiler, süratle işleri başlattılar. Milletimiz ne demeye başladı? 'Yaparsa AK Parti yapar.' dediler. Öyle de oldu. Yaptık. Süratle de elhamdülillah bitirdik. Ondan sonra da konutları kendilerine dağıtmaya başlattık. Rezerv alanlarında da hâlâ çalışmalarımız yine devam ediyor. Ey bay bay Kemal, Karabağlar'da kim var? Oraya kim bakıyor? CHP belediyesi bakıyor. Peki, ne yapıyorsunuz siz Karabağlar'da? Hani diyorsunuz ya kentsel dönüşüm. Neye dönüştürdüler onu? Rantsal dönüşüm. Hadi yap. Ne yapacaksan yap. Görelim."

"İmarla ilgili zaten yasal düzenlemelerimiz var"

Kentsel dönüşüm çalışmaları planlanan bölgelerde muhalefetin "rantsal dönüşüm" diyerek çalışmalara engel olduğu ifade edilerek "Kentsel dönüşümle ilgili engellemeleri ortadan kaldıracak şekilde bir yol haritası düşünüyor musunuz?" sorusunu Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle yanıtladı:

"Yol haritasını düşünüp düşünmemek şeklinde demeyeyim de imarla ilgili zaten yasal düzenlemelerimiz var. Ama bunu, bu olaylardan sonra yeniden değerlendirdik. Mesela en son bu alanlarda söz sahibi olan 120-130 mühendis, mimar, jeofizikçi ve jeoloji mühendisi hocalarımızla İstanbul'da genişçe bir toplantı yaptık. İkincisini de Gaziantep'te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanım kendileriyle yaptı. Bütün bunlardan sonra da yeni bir adımı, yeni bir düzenlemeyi yapmak mukadderdir diye düşünüyorum.

Bunun için de Allah lütfeder, görevi bize tekrar terettüp ederse bu hocalarımızla şu anda beraber çalışıyoruz. Ama yeni dönemde kendileriyle bunu da teferruatlı bir şekilde ele alıp yasal düzenlemeleri de yapmak suretiyle bir adım atabiliriz. Bu adımı atmak suretiyle de 'Bu evde filanca oturuyor. Ne olacak bunun hâli?' diye düşünmeden bunun kararını yasa yoluyla vermemiz lazım. Yok, imar affıydı, yok şuydu, yok buydu filan falan artık düşünemeyiz. Çünkü düşünmeye kalırsak şu andaki depremde yaşadıklarımızla karşı karşıya kalıyoruz."

"Muhalefet de tahrik ediyor"

Olası İstanbul depreminin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu konunun fazla konuşulması hâlinde kamuoyuna korku getirdiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi İstanbul'da Fikirtepe'yi hatırlayın. Çamlıca'nın altındaki Küplüce, Ferah Mahallesi'ni hatırlayın. Oralarda evleri yıkamadık ki oralar da bizim oy depomuzdur. Mehmet Özhaseki Bakanken oraları tek tek ziyaret etti ve onlara 'Bize yardımcı olun, kiraysa kira. Bir an önce buradan sizi kiraya taşıyalım. Daha sonra da burada evlerinizi yapalım ve gelin evlerinizde oturun.' dedi. Bazıları, 'Benim şu kadar çocuğum var. En az 2-3 daire isterim', bazıları '4 daire isterim.' dedi. Muhalefet de tahrik ediyor. Bütün bu tahriklerle beraber de bunları yapmakta zorlanıyorsunuz. Fakat biz bazı şeyleri dinlemedik ve oraları yaptık. Şu anda oralar pırıl pırıl hâle geldi. Zemin artı 3 şeklinde binalar yapıldı. Orada evlerini yıktırmayanlar 10-15 gün önce yolumu çevirdiler, 'Başkanım ne olur bizim evleri de yıkın' dediler."

join us icon
SEN DE ARAMIZA KATIL Gücümüze Güç Katalım.