Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin etkilediği Diyarbakır'da açıklamada bulundu
''Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43'e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile geldiği Diyarbakır'da, 10 ili etkileyen ve "Asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen bölgelerdeki incelemelerinin ardından açıklama yaptı.
Diyarbakır ile depremden etkilenen tüm şehirlere "geçmiş olsun" dileklerini ileten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Bu depremler, ülkemizin yakın hafızasındaki en büyük felaket olan 1999 depreminden üç kat daha büyük, üç kat daha yıkıcı. Yine 1939 Erzincan depreminden de çok daha geniş bir alanda ve çok daha yıkıcı bir afet olarak hesaplanmaktadır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, büyüklükleri 7'nin üzerinde olan 1943 Çankırı, 1953 Çanakkale, 1944 Gerede, 1966 Varto, 1967 Mudurnu, 1970 Gediz, 1976 Muradiye depremlerini de bu depremin yıkıcılığıyla mukayese etmenin mümkün olmadığını kaydetti.
"Taş üstünde taş kalmadı"
Art arda meydana gelen bu iki depremin artçılarının dahi ülkenin deprem envanterinde oldukça üst sıralarda yer alacak seviyede olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde gördüklerimiz ve dinlediklerimiz Türkiye'nin nasıl büyük bir felaketle karşı karşıya olduğunun ispatıdır. Dünyanın önde gelen bilim insanları da ülkemizin yaşadığı depremin büyüklüğü ve yıkıcılığı konusunda hemfikirdir. 'Asrın felaketi' olarak nitelenen bu deprem, neredeyse 1000 kilometrelik bir alanda hissedilmesine rağmen asıl 500 kilometrelik bir alanda yıkıma yol açmıştır. Depremin yıkıma yol açtığı şehirlerimiz 13,5 milyon insanımıza ev sahipliği yapıyor. Sarsıntıların hissedildiği, dolayısıyla insanlarımızın deprem tedirginliği yaşadığı mücavir şehirlerle birlikte bu rakam 20 milyona yaklaşıyor. Fay hatlarına yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerimizin kimi yerlerinde neredeyse taş üstünde taş kalmadı desek yeridir. Arazilerde oluşan devasa yarıklar, kara yollarını ve demir yollarını ince bir tel gibi büküp bırakan kaymalar depremin şiddetinin de işaretleridir."
"İkinci deprem ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıktı"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, ikinci depremin gündüz yaşanması sebebiyle nispeten daha az can kaybına yol açtığını ama ilk depremdeki hasarlı binaları tümden yıkarak hasarın ciddi şekilde artmasına yol açtığını belirtti.
Yıkılan binaların yanı sıra sayıları yüz binlerle ifade edilebilecek binanın hasar sebebiyle oturulamaz hale gelindiğini bildiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Şu ana kadar deprem bölgesindeki toplam can kaybı 21 bin 43'e ulaşmıştır. Ayrıca 80 bin 97 insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır." açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Diyarbakır'da, 7'si tamamen yıkık, 320'ye yakın binanın kullanılamaz hale geldiğini, 255 kişinin vefat ettiğini ve 901 vatandaşın da yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını bildirdi.
Şehirlerin bir kısmında arama kurtarma faaliyetlerinin tamamlandığını, bir kısmında ise çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Çalışmaların sonlandırıldığı bölgelerdeki ekipleri yıkımın daha ağır olduğu Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman illerimize aktarıyoruz." dedi.
"Ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız"
Kahramanmaraş ve Hatay'ı çarşamba günü, dün de Adıyaman'ı yerinde gördüklerini, aksaklıkları tespit edip gereken talimatları verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnşallah buralardaki çalışmaları da hızla bitirerek ölü veya diri enkaz altında hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Ardından da hızla enkaz kaldırma ve yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yüz binlerce konutu, altyapısı ve üstyapısıyla yeniden inşa edecek, daha doğrusu depremde büyük yıkıma uğrayan şehirlerimizi yeni baştan kuracak planlamaları yapıyoruz. Birkaç haftaya kadar da somut adımları atmaya başlayacağız. Daha evvel Van, Elazığ, Malatya ve İzmir'deki depremlerde Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun şehirlerimizde yaşanan sel felaketlerinde Antalya ve Muğla'da yaşanan yangınlarda, velhasıl tüm felaketlerde nasıl insanımızın yanında olduysak inşallah buralardaki yaraları da kısa sürede halledeceğiz. 1 yıl içerisinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Az önce saydığım illerde deprem ve sel felaketlerinde nasıl bu işleri başardıysak, inşallah Diyarbakır'da da diğer 9 vilayetimizde de bunları başaracağız."
"160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor"
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, devletin tüm imkanlarını seferber ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Sadece Hazine maliyeden bu işler için 100 milyar ayırmış durumdayız. Bize güvenin, bize inanın, biz vatandaşımızı darda, yoklukta, sokakta bırakmadık ve bırakmayız. AFAD'ımızla, Kızılay'ımızla, belediyelerimizle, sivil toplumumuzla, gönüllülerimizle topyekun deprem seferberliği içindeyiz. Halihazırda yurt dışından gelen ekiplerle birlikte 160 bin personel 10 ilimizde bilfiil çalışıyor. Kurumlarımız ve hayırseverlerimiz seyyar mutfak ve aşevleri vasıtasıyla depremzedeler ile yardım ekiplerimize sıcak yemek sağlıyor. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız güvenliği sağlama yanında yardımların etkin bir şekilde dağıtılması için de canla, başla çalışıyor.
Maalesef bazı odaklar siyasi parti olabilir, STK'ler olabilir, ahlaksızca, edepsizce, bu birlik beraberliğin tavan yapması gereken bir dönemde bile hala bunlar saldırının peşinde. An, birlik olma anıdır. Beraberlik içerisinde olma zamanıdır. Bugüne kadar birçok deprem, sel, yangın felaketlerini nasıl hallettiysek Allah'ın izniyle bugün de bunları halletme iradesine bu iktidar sahiptir, hiç endişeniz olmasın."
"O gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz"
Türk Silahlı Kuvvetleri ve diğer güvenlik birimlerine ait gemiler, uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, ülkenin dört bir yanından on binlerce iş makinesinin bölgede faaliyet yürüttüğünü dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, farklı sorumluluk alanlarına rağmen tüm kamu kurumlarından binlerce personelin büyük bir fedakarlıkla bölgede vatandaşlara hizmet ettiğini söyledi.
Soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen cansiperane şekilde gayret gösteren tüm ekiplere, gönüllülere teşekkür eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Reklam, şöhret, çıkar veya gündem olma peşinde koşmayan o gizli kahramanların hakkını ödeyemeyeceğimizi çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Rabbim hepsinden razı olsun diyorum. Bu zor günlerimizde arama kurtarma ekiplerini göndermek suretiyle milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, acı ne kadar büyük olursa olsun devlet-millet sırt sırta vererek bütün bu sıkıntıların üstesinden gelineceğine inandığını vurgulayarak, artık her şehrin uygun yerlerinde yaygınlaşan çadır kentlerin yanı sıra konteyner ve prefabrik yapılardan oluşan barınma merkezlerinin kurulumuna da başladıklarını bildirdi.
Üniversitelerde uzaktan eğitim
Diğer illere gitmek isteyen depremzedeleri belli bir plan dahilinde otellere, yurtlara ve kamu misafirhanelerine yerleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün buradan bir şey daha açıklıyorum. Üniversitelerimizin tamamının Kredi Yurtlar Kurumuna ait yurtlarını bu işler için kullanacağız. Zira yaz mevsimine kadar üniversitelerimizi şu anda tatil ediyoruz. Tamamen uzaktan eğitimle yoluna devam edecekler. Üniversitelerimizi bu noktada tadil ederek Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarını inşallah misafirhane gibi kullanacağız. İki gün önce Osmaniye'deydim. 2 bin 200 kişilik yurt binası pırıl pırıl ve Osmaniye'deki bütün vatandaşlarımızı, depremzedelerimizi o yurtta ağırladılar. Yeme, içme, her şey orada. Ben oradaki vatandaşlarımın mutluluğuna şahit oldum. Burada da şu anda 6 bin 63 üç kapasite var. Şimdi buradaki yurtlarımıza da aynı şekilde anmaya başlayıp böylece çadırlardan buralara transfer etmiş olacağız."
Oteller, yurtlar ve kamu misafirhaneleri ile konteyner kentler dışında ev kiralayarak barınmayı tercih edecek vatandaşlara taşınma ve kira yardımına da ayrıca başlayacaklarını belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türk Hava Yollarının (THY), deprem bölgesine giden ekiplerin ve oralardan diğer illere ulaşmak isteyenlerin intikallerini belirli bir sistem dahilinde ücretsiz olarak gerçekleştirdiğini de aktardı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Deprem bölgesinde ikamet eden veya deprem bölgesi illerinin nüfusuna kayıtlı 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan celpleri de mayısa ertelenmiştir. Yani 13 binin üzerindeki yükümlü askerimizin mart ve nisan ceplerini mayıs ayına ertelenmek suretiyle burada böyle bir ertelemeyi, ara vermeyi gerçekleştirmiş olduk." diye konuştu.
Bölgeye gönderilecek yardımların mutlaka AFAD birimleriyle irtibatlı şekilde toplanması ve nakledilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, ayni yardımlarda da herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını belirtti.
Bu işlerin AFAD'ın koordinesinde gerçekleştirildiğini, aksi takdirde bu yardımların heba olup gitme tehlikesinin bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, depremzedelere nakdi yardımda bulunmak isteyen vatandaşların, bunu AFAD hesapları üzerinden gerçekleştirmelerinin en sağlıklı ve isabetli yöntem olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Maalesef böyle kara günlerde bile milletimizi dolandırmaya teşebbüs edecek kadar insanlıktan nasibini almamış alçaklar çıkabiliyor. İşte olağanüstü hal ilan ettik. Parlamentomuzdan da bu geçti mi, geçti. Şimdi bu ne demektir; artık bu tür atılacak adımlarda, yağmalama veya kaçırma, bu tür işleri yapanlar devletin o güvenli elinin sırtlarında olduğunu bilmeleri lazım." dedi.
"Bu zor günleri de geride bırakacağız"
Uluslararası camiadan da hem taziye mesajları hem de maddi manevi destek tekliflerinin gelmeye devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Milletimizden, devletine ve hükümetine güvenmelerini istiyorum. Biz bu coğrafyadaki bin yıllık tarihinde nice badireyi atlatmış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. Biz 'bir daha ayağa kalkamaz' diyenleri defalarca hüsrana uğratmış bir ülkeyiz. Biz bugüne kadar milletine verdiği tüm taahhütleri yerine getirmiş, sözünün eri bir hükümetiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Bir kez daha Diyarbakırlı kardeşlerime geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum ve 1 yıl içinde Allah'ın izniyle bu yıkılan konutları yeniden inşa ve ihyayı gerçekleştireceğiz. Rabbim bizleri bir daha böyle imtihanlarla yüz yüze bırakmasın."