Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Güçlü Sanayi Güçlü Türkiye Buluşması"nda konuştu
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Güçlü Sanayi Güçlü Türkiye, İstanbul Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Biz güveni sağladık, istikrarı sağladık. Milletimiz de çalıştı, çabaladı, alın terini, kabiliyetini ortaya koydu. Hep birlikte asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımları gerçekleştirdik” dedi.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Güçlü Sanayi, Güçlü Türkiye, İstanbul Buluşması” programına katıldı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, program vesilesiyle gönülleri bir araya getiren herkese, tüm kurumlara, iş dünyasının çatı kuruluşlarına teşekkür etti.
Partisinin İstanbul İl Başkanlığını bu buluşmaya öncülük yaptığı için tebrik eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Sözlerimin hemen başında sizlerin vasıtasıyla İstanbul’daki tüm sanayicilerimize buradan selamlarımı iletiyorum. Türkiye’nin kalkınması, güçlenmesi, ekonomideki hedeflerine ulaşması yolunda emek veren tüm sanayicilerimize şükranlarımı sunuyorum. Yatırımın, istihdamın, üretimin kıymetini en iyi sizler takdir edersiniz. Bunun için ülkenin öncelikli ihtiyacının güven ve istikrar iklimi olduğunu da yine en iyi sizler bilirsiniz. Biz 21 yıldır ülkemize ve milletimize işte bunu verdik. Biz güveni sağladık, istikrarı sağladık. Milletimiz de çalıştı, çabaladı, alın terini, kabiliyetini ortaya koydu” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, hep birlikte asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımları gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bu süreçte önümüze çıkan engelleri birlikte aştık. Tuzakları birlikte bozduk. Senaryoları birlikte yırtıp attık. Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bıraktığımız 2023’ü Türkiye Yüzyılı’na birlikte hazırladık. Şimdi de yeni bir geleceğin kapısında yine sizlerle birlikteyiz” diye konuştu.
“14 MAYIS’TA MİLLETİMİZİN TEVECCÜHÜNÜ KAZANDIK”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerinin meclis aşamasının tamamlandığına dikkati çekerek, “14 Mayıs, sıradan bir tarih değil. 14 Mayıs, şöyle gideceğiz 1950 ve onun yeni bir yapılanmasını gerçekleştirdik. 14 Mayıs’ta milletimizin teveccühünü kazandık fakat kıl payı da olsa yetmedi” dedi.
Seçimin ikinci turunun pazar günü yapılacağına işaret eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pazar günü inşallah milletimiz 14 Mayıs’ın adeta tamamlayıcısı konumunda olan bu tarihi, inşallah farklı bir oranla bu kardeşinize tevdi edecektir diye inanıyorum. Bunu niye söylüyorum? Her şeyden önce milletimiz parlamentoda tercihini 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’ndan yana yaptı. Bu, ne demektir? Yani Millet İttifakı olarak sizin parlamentoda yasama olarak herhangi bir şey yapma şansınız yok. Artık milletimiz bu şansı, bu iradeyi Cumhur İttifakı’na verdi. Cumhurbaşkanlığında da şahsımıza 27 milyondan fazla vatandaşımız yüzde 49,5 oy oranıyla büyük bir teveccüh gösterdi ancak sistem gereği seçimin sonuçlanması ikinci tura kaldı. Milletimiz meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek ülkenin yönetiminde bize olan güvenini tekrar teyit etmiştir. Aynı zamanda bu kararıyla milletimiz, muhalefete ve tüm dünyaya da çok net mesajlar göndermiştir. Ülkemizi tekrar koalisyon günlerine döndürme önerilerine yani eski Türkiye önerilerine ‘Hayır’ diyerek Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne yeniden güvenoyu vermiştir. Terör örgütleriyle gizli açık iş tutanlara gönlünün kapalı olduğunu sandıkta göstermiştir.”
“BİZİM TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BİR ARAYA GELMEMİZ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu, TRT’deki açıklamasında bizim terör örgütleriyle görüşmeler yaptığımızdan bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu ispatlayamazsan namertsin. Bizim terör örgütleri temsilcileriyle herhangi bir yerde herhangi bir görüşme yaptığımızı ispatlamak, hukukun dili itibarıyla müddei iddiasını ispatlamakla mükelleftir, ispatlayamazsan tekrar ediyorum namertsin’’ ifadelerini kullandı.
Terör örgütleriyle görüşme değil, onları inlerinde vurmakla görevli olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu: “Cudi’de bunları vurduk. Gabar’da bunları vurduk. Tendürek’te bunları vurduk. Bestler Deresi’nde bunları vurduk. Hâlâ bunları vurmaya devam ediyoruz Sen ise Kandil’den aldığın talimatla bunların parti binalarına bile değil, parlamentoda odalarına gidip, bunlarla görüşmeler yapıyorsun. Bunlarla görüşmeler yapmak suretiyle de beraber yol haritasını çiziyorsun. Asla bizim terör örgütleriyle bir araya gelmemiz, kozmik odalarda toplantılar yapmamız, böyle bir şey söz konusu değildir. Yine söylüyorum, ispat sana aittir. Erdoğan ve arkadaşlarının terörle mücadelede nerede olduğunu benim milletim çok iyi bilir. Bu konuda, Cudi’nin, Gabar’ın, Tendürek’in, Bestler Deresi’nin dili olsa da konuşsalar, o zaman bu işi sen çok daha iyi öğrenirsin. Sen tam aksine, sınır ötesinde bile teröristlerle nasıl adımlar atılacağının görüşmelerini ne yazık ki şu anda dirsek dirseğe beraber yürüdüğün HDP’yle bu çalışmaları yaptın. Nerede yaptın? Meclis’teki odalarında yaptın. “
“SENİN DERDİN BAŞKA, ŞÖHRET OLMAK İSTİYORSUN”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bunu artık bütün konvansiyonel medyanın ortaya koyduğuna dikkati çekerek, “Her şey açık ortada. Sen kalkıp da zaten akşam yalan, sabah yalan, hayatın bununla geçiyor. Bir de utanmadan, sıkılmadan bizi televizyona çağırıyorsun. Senin derdin başka, şöhret olmak istiyorsun. Sana yalan şöhret de yeter. Bunun dışında sana ayrıca bir şöhret minderi vermeye bizim vaktimiz yok. Çünkü hayatları yalan üzerine kurulu olanlar, mesajı yanlış anlayıp, bir anda bambaşka mecralara savrulmuş olsalar da milletimizin duruşu gayet açıktır ve değişmemiştir” dedi.
Seçim sonuçlarını hazmedemeyip, depremzede vatandaşlar başta olmak üzere millete etmedik hakareti bırakmayanların, pazar günü hangi yüzle onlardan oy isteyeceğini merak ettiğini aktaran Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “İşte buyurun, her şey açık ortada. Hatay’a gitti, Defne’ye niye gitmedi? Hadi bir de Defne’ye gitseydin. Defne’de Yüzde 90 oy aldın. E biz yüzde 8 aldık ama biz burada CHP yüzde 90 oy aldı diye Defne’de hastane yapma olayını bir kenara koymadık. Tam aksine, şu anda ortakların ‘2-3 ayda hastane mi yapılırmış’ derken, biz ne dedik? ‘Evet, biz 2-3 ayda Defne’de bu hastaneyi yapacağız’. Yaptık mı? Yaptık. Açılışını yaptık mı? Onu da yaptık. Hatay’a gittin bir de Defne’ye gitseydin, bir de hastaneyi görseydin” diye konuştu.
“MUHALEFET CENAHINDA ORTALIK ADETA TOZ DUMAN”
Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi’ni de 45 günde Atatürk Havalimanı’nda yaptıklarının altını çizen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu: “Aynısını Sancaktepe’de yine 45 günde Feriha Öz Hastanesi olarak yaptık. Biz yaparız, Bizim bir farkımız var. Biz, yapamayacağımız hiçbir eseri konuşmayız, yapacağımızı konuşuruz. Artık ortada masa falan da kalmadı. Nereye koşacaksın? Muhalefet cenahında ortalık adeta toz duman. CHP Genel Başkanı, hem kendi partisi içindeki sıkıntılarıyla hem ilkesizlik üzerine kurulu savrulmalarıyla o bildik siyasetini kendi başına sürdürüyor. Kendi partilileri dahil, kimsenin bu kişiyi taşıyacak mecali kalmadı. Pazar günü seçimlerin ardından Kılıçdaroğlu’nun çektiği eziyete de son vereceğiz milletçe. Kolay değil, 15 seçim bizimle yarışa girdin, hepsini kaybettin. Şimdi artık cumhurbaşkanı adayı olarak tekrar yürüyorsun. CHP Genel Başkanı öyle çaresiz durumda ki kafası zehir gibi çalışan gençlerimizin şu anda yaptığı bir video üzerinden kaset-kumpas geçmişinin üzerini örtmeye çalışıyor. Hadi kendisinin o koltuğa nasıl monte edildiğini bir kenara bıraktık, CHP’den ayrılarak cumhurbaşkanı adayı olan birisine daha dün yaptıkları ortada. Kandil’deki terör örgütünün elebaşlarının neredeyse her gün kendisi için yaptıkları destek çağrıları 14 Mayıs’tan sonra da kesintisiz devam etti. ‘Onlarla benim işim yok’ diyor. Ya nasıl yok?”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu çevrelerin konvansiyonel medya dâhil hepsinden Kemal Kılıçdaroğlu’na destek mesajları yayınladığını dile getirerek, “Dikkat et. Erdoğan’a böyle bir destek mesajı yayınlarlar mı? Haşa. Zaten onlardan gelen desteği biz kabullenmeyiz. Bize milletimizin desteği yeter. Farkımız bu. Avrupa’daki terör örgütü yandaşlarının kendisine oy vermeyenlere yönelik saldırıları sandıklar kapanana kadar sürdü. İşte sandıklarda şu anda özellikle Cumhur İttifakı’na oy verenlere karşı veya oy vereceklerini bildikleri kişilere karşı nasıl saldırdıklarını duyuyorsunuz, görüyorsunuz herhâlde. Bay bay Kemal biliyorsunuz, 300 milyar doları Londra’daki tefecilerden alıp getirecekmiş. Aramızda finansçılar var, bankacılar var. Onlar da oralardan buralara paralar nasıl getirilir, onu gayet iyi bilirler. Ya böyle de yalan mı olur? Yetti artık. Bıktık. Londra’nın tefecileri, herhâlde bunlar olsa olsa esrar ve eroin kaçakçılarıdır. Buna galiba demişler ki ‘Ya hiç oyalanma git. Biz seçimden sonra bu işi de getirirsen sana buralardan bir şeyler göndeririz.’ Bay bay Kemal, sana delikli iki buçuk kuruş bile vermezler. Göndermezler. Yok böyle beş kuruşa simit ya. Yok. Kimi aldatıyorsun?” değerlendirmesinde bulundu.
Ülkeye parmak sallayanların hezeyanlarının da henüz bitmediğini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Tek vasfı sığınmacı düşmanlığı, yabancı yatırımcı düşmanlığı olan birini yanına alarak, tüm bu gerçekleri ters yüz edebileceğini düşünen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmamız da ayrı bir facia” şeklinde konuştu.
“KATAR DESTEKLİ, BİR MİLYON MÜLTECİYİ ALABİLECEK KONUTLAR YAPMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Kuzey Suriye’de briket evler yaptıklarını söyledi. Bunu sadece devlet olarak değil, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Ayrıca Suriye’de Katar destekli, bir milyon mülteciyi alabilecek konutlar yapma çalışmaları devam ediyor ve dün İçişleri Bakanım bunun temel atma törenini başlattı. Bununla birlikte de biz Türkiye’deki Suriyelilerin buralara gönüllü bir şekilde gidişinin altyapısını oluşturduk, oluşturuyoruz. Yani bunları kovarak değil, bunları cebren ve hileyle göndererek değil, Almanya’sı, Fransa’sı, Amerika’sı bu tür mültecileri nasıl ülkelerine davet ediyorsa, aynı uygulamanın bir değişik benzerini biz de yapalım istedik ve bunu yapıyoruz. Çünkü yaptığımız işin insani, vicdani ve bir diğer taraftan da İslami bir yönünün olması gerekir diye inanıyoruz.”
Programda, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın “Şimdi isterseniz CHP Genel Başkanı’nın unutturmak istediği o skandal açıklamalara şöyle videodan bir bakalım. Kılıçdaroğlu’na PKK desteği nasıl oluyor buyurun görün” demesinin ardından salondakilere video izlettirildi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, video gösteriminin ardından, “Değerli kardeşlerim, her şey ortada mı? Belge ortada mı? Deliller ortada mı? Başka bir şey anlatmaya gerek var mı? Hâlâ diyor ki, ‘Bizim teröristlerle işbirliğimiz yok’. İşte ortada. Hayatın yalan hayatın. Fazla söze hacet yok. İnşallah pazar günü işte bu delillerin, bu tabloların hesabını, benim milletim, bu teröristlerle el ele, omuz omuza olanlardan soracaktır diye inanıyorum” ifadesini kullandı.
“BENİM MİLLETİM BİR TERÖRİSTİ ÇIKARMAK İÇİN GAYRET EDEN KILIÇDAROĞLU’NA OY VERMEZ”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 14 Mayıs’ta yarım kalan işi tamamlayıp ardından Türkiye Yüzyılı’nın inşası için gece gündüz çalışacaklarını anlatarak “Kardeşlerim bu Selo kim? Bu Selo kim? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin canına giren teröristtir. Şimdi ne diyor, ‘Selo’yu eğer çıkarmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz’ diyor. Kim diyor bunu? Kılıçdaroğlu. Benim milletim bir teröristi çıkarmak için gayret eden Kılıçdaroğlu’na oy vermez. Ben buna inanıyorum. Çünkü benim milletim millidir, yerlidir. Benim milletim vatanseverdir. Asla sizlere yol vermez ve bunların hesabını pazar günü soracaktır” şeklinde konuştu.
Allah’ın “İnsana ancak çalıştığı kadarı vardır” buyurduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan şunları kaydetti: “Biz ülke ve millet olarak tek çaremizin çalıştığımızın karşılığının olduğunu ve karşılığını da alarak yol yürümek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Pazartesi gününden itibaren de bu şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Değerli kardeşlerim, sizler iş insanları olarak hesabı kitabı çok iyi bilirsiniz. Düşünün yani, yüzde 1’i bile bulmuyor toplam bunların oy oranı. Fakat 40 tane milletvekilliği aldılar. Şunu oy oranına vurduğunuz zaman, ya sen hesap uzmanıydın. Bir hesap uzmanı olarak sana kalan milletvekili sayısı, bunlarla mukayese edilemeyecek derecede az. Yok oldun ya. Sen şimdi pazartesi gününden sonra hâline bak. Senin hâlin nice olacak.”
“ÜLKENİN VE MİLLETİN MENFAATLERİNİ ASLA PAZARLIK KONUSU HÂLİNE GETİRMEDİK”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, hayatının bir döneminde ticaretle uğraştığını, hayatı başkaları gibi sırça köşklerde değil, Kasımpaşa’da öğrendiğini dile getirdi.
Hayatı Türkiye’nin özeti olan İstanbul’da öğrendiğini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu şehirde ayakta kalmanın, onuruyla şerefiyle başı dik bir şekilde yaşamanın anlamını iyi bildiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, İstanbul’da öğrendiklerini siyasi hayatın her safhasında kendisine rehber edindiğini dile getirerek “Ne yaparsak yapalım, önce dönüp milletimize baktık. Ülkenin ve milletin menfaatlerini asla pazarlık konusu hâline getirmedik” dedi.
İstanbul’a, 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “İstanbul’a belediye başkanlığı yaptığım dönemin de kadir kıymetini en iyi İstanbullular bilir. Düşünün, İstanbul -hep öyle tarif ederim CHP’yi- çöp, çukur, çamur; üç ç. Çöp var mıydı? Dağlar vardı. Çukurlar? Vardı. Çamur? Vardı ama bunların ötesinde bir de İstanbul susuzdu. Biz 110 kilometreden, Istranca Dağları’ndan İstanbul’a suyu getirdik ve İstanbul’u susuzluktan kurtardık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, İstanbul’da belediye başkanlığını SHP’li Nurettin Sözen’den aldığını hatırlatarak şöyle devam etti: “O dönemde 50 bin haneye doğal gaz getirmişlerdi. Göreve geldik ve cezaevine gittiğim zaman 1 milyon 250 bin haneye doğal gazı getirmiştim ve o şekilde de cezaevine gitmiştim. Biz bunlarla övünüyoruz. Bay bay Kemal senin geçmişinde ne var? Referansın ne? Bunu söyle. Bizim referansımız ortada, bunlar. O günden bugüne. İşte şurada Haliç. Haliç’in hâli neydi? İstanbullular Haliç’in hâlini bilir. Kokudan geçiliyor muydu orada? Geçilmiyordu. Ama Haliç’ten biz, 9,5 kilometre Alibeyköy’deki bir taş ocağına, Haliç’in bütün o pisliklerini, çamurunu adeta bir petrol boru hattı gibi oraya bunu deplase ettik. Ve Alibeyköy’deki o taş ocağı şimdi çocuklar için bir oyun parkı. Devasa bir alan kazandırdık. Ve yine Haliç’in kenarındaki o, şu anda Haliç Kongre Merkezi olan yer. Temelini attık. Allah rahmet etsin, Kadir Topbaş kardeşimiz görevi devraldığında o da bugünkü eseri meydana getirdi. Biz buyuz. Oradan geçilmezdi. Çünkü orada bağırsakçılar vardı. Orada kurbanlar kesilirdi. Böyle bir yerdi. Ama ‘Yaparsa biz yaparız’ dedik ve yaptık.”
“BİZ YAPAMAYACAĞIMIZ HİÇBİR ŞEYİ SÖZ VERMEDİK”
CHP’nin Haliç Kongre Merkezi’nde toplantılar yaptığına dikkati çeken Cumhurbaşkanımız Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama biz yaptık işte. Size kalsa böyle bir şeyi zaten yapmanız mümkün değildi. Böyle bir derdiniz yok zaten. Aynı şekilde Atatürk Kültür Merkezi, bütün o sözde sanatçılar, ‘Burası yıkılırsa yapılmaz’ diyorlardı. Muhsin Ertuğrul’la ilgili de ‘Burası yıkılırsa yapılmaz’ diyorlardı. Belediye başkanıydım. Şu gördüğünüz İstanbul Kongre Merkezi 40 metre derinliktedir. Bu kısım 17 metre ama altında bir de bunların otoparkları falan var. Ve burası da yine belediye başkanlığımız döneminde yapıldı ve o sözde sanatçılar ‘Bunlar burada tiyatroyu yapmayacaklar’ dediler, yaptık. Daha büyüğünü yaptık. Daha güzelini yaptık. Farkımız bu. AKM, Atatürk Kültür Merkezi, muhteşem bir şekilde yapıldı ve şu anda hizmet veriyor. Biz yapamayacağımız hiçbir şeyi söz vermedik. Yaptık ve şimdi oradan tüm sanatseverlere hizmetler veriliyor.”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye’nin bekası söz konusu olduğunda kimseyi gözlerinin görmediğini, bu uğurda gerektiğinde dünyanın en güçlü lobilerine meydan okuduklarını söyledi.
PKK’sından FETÖ’süne, tüm terör örgütleriyle mücadele ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 15 Temmuz gecesine işaret ederek, uçaklara, tanklara, ölüm kusan silahlara göğüslerini siper ettiklerinin, gerektiğinde her türlü riski alarak canlarını ve siyasi ikballerini tehlikeye atmaktan çekinmediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, hiçbir zaman ülkenin, milletin ve umudunu kendilerine bağlamış yüz milyonlarca mazlum ve mağdurun hakkını kimseye yedirmediklerini vurgulayarak, Birleşmiş Milletlerden NATO’ya, G20’den diğer yapılara kadar tüm uluslararası platformlarda Türkiye’nin çıkarlarını cesaretle savunduklarını ifade etti.
Rusya-Ukrayna krizi dâhil dünyanın en zorlu sınamalarından Türkiye’yi sahili selamete başarıyla çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye’yi bölgesindeki çatışmaların tarafı hâline getirmeye çalışanların oyunlarına gelmedik. Savaş ateşine benzin taşıyan değil, akan kanı ve gözyaşını durdurmanın çabasını sergileyen bir ülke olduk. Doğu Akdeniz’den Mavi Vatan’a hiçbir yerde geri adım atmadık. Ne bizim olmayana el uzattık ne de başkalarının milletimizin lokmasına el uzatmasına rıza gösterdik. Siyasette kalbi Türkiye için çarpan herkesle ortak bir paydada buluşmaya çalıştık. ‘Önce ülkem ve milletim’ diyen tüm vatandaşlarımıza kapımızı da kollarımızı da sonuna kadar açtık. Elbette bunun için gerektiğinde herkesle görüştük, istişare ettik, haklı eleştirilere kulak verdik. Kimden gelirse gelsin, Türkiye’nin hayrına olacak her teklifi değerlendirdik. Ama siyaseti asla bir at pazarlığı olarak görmedik. ‘Ne vereyim ağabeyime?’ anlayışıyla siyaset yapmadık. Seç, beğen, al ucuzluğuna kendini kaptıranlardan olmadık. Dün de böyleydik, bugün de böyle davranıyoruz.”
“21 YILDA BİZ, LAF ÜSTÜNE LAF KOYMANIN DEĞİL, TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYMANIN MÜCADELESİNİ YÜRÜTTÜK”
Cumhur İttifakı’nın günlük çıkarlar değil bir ortak değerler ittifakı, Türkiye ortak paydasında buluşanların adresi ve vatanın bekasını her şeyin önünde görenlerin çatısı olduğunu anlatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bunun dışındaki her şeyin lafügüzaf olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, son 21 yılda ülkeye neler kazandırdıklarını içeren videoyu katılımcılarla beraber izledikten sonra “Evet, 21 yılda biz laf üstüne laf koymanın değil, taş üstüne taş koymanın mücadelesini yürüttük. Allah’a hamdolsun, ülkemizi her alanda tarihinin en iyi başarılarıyla tanıştırdık. Seçim kampanyası döneminde de eser ve hizmet yolculuğumuzu kesintisiz bir şekilde sürdürdük” ifadelerini kullandı.
“Peki, biz bunlarla uğraşırken CHP Genel Başkanı ne yaptı? Ülkemizin önünü açacak, milletimizin derdine derman olacak hangi teklifi getirdi? Elbette hiçbir şey” diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dahası bu süreçte CHP Genel Başkanının girdiği işbirlikleri gerçekten çok sancılı, sıkıntılıdır. Bu kişi daha yola çıkarken ilk düğmeyi yanlış ilikledi. Siyasetin omurgası olan, taşıyıcı sütunu olan değerleri göz ardı etti. Ülke ve millete dair meselelerin ‘al gülüm ver gülüm’ malzemesi yapılamayacağını, yapılmaması gerektiğini aklına getirmedi. Cumhurbaşkanlığı yardımcılıklarının sayısında bunu yaptı. Bakanlıklarla ilgili hususlarda bunu yaptı. Hiçbir hesaba, kitaba dayanmayan sözleriyle bunu yaptı. Batılı büyükelçilerle münasebetlerinde bunu yaptı. İlkeleri, prensipleri, ahlaki ve milli değerleri bir kenara bırakıp sadece kendi kişisel hesabıyla hareket ederek siyaseti kirletti, siyasetin dilini zehirledi. Ağzını her açtığında ‘Hesap uzmanıyım’ diyen bu zat, toplam oyları yüzde 1’i dahi bulmayan 4 partiye neredeyse 40 vekil ikram etti.”
“NE YAPARSANIZ YAPIN, TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İŞ BİRLİĞİNİZİ UNUTTURAMAYACAKSINIZ”
Masadan 3 günlüğüne kalkmanın bedelinin, Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlarına verilen cumhurbaşkanı yardımcılığı olduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti: “Hâle bak ya. Yani bu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı 4 yıldır görevde. İstanbullular olarak, acaba İstanbul’a ne yaptı, ‘Çok büyük hizmetler var’ diyebilir misiniz? Aynı şekilde Ankara... Ankara’ya ne yaptı? 4 yılda, Ankara’da yaşıyoruz, görüyoruz hiçbir şey yok. Kapısını çaldığı her partiye tepside bir koltukla gitti. Burada çok net söylüyorum, şimdiye kadar CHP Genel Başkanı ile masaya oturup da istediğinden daha fazlasını almadan kalkan hiç kimse yoktur. Bunlar, ‘Belki bize de bir şey düşer’ diye gelen herkes, cebinde mebzul miktarda milletvekilliğiyle, cumhurbaşkanı yardımcılığıyla, 3’er 5’er bakanlık sözüyle çıktı. Elinde boş senetle CHP’nin kapısına dayanan herkes CHP Genel Başkanından imzayı koparmış, üzerine rakamı da bizzat kendileri yazmıştır. Bunun en son örneğini dün yaşadık. CHP Genel Başkanı, sırf koltuğunu korumak için son 4 ay içinde tarihte eşi benzeri görülmemiş tutarsızlıklara imza attı. Sadece partisine değil Türk siyasetine de çok büyük bir leke bulaştırdı. Kendi tutarsızlıklarını, kendi ilkesizliklerini örtmek için yalan yanlış ithamları ortaya dökenlerin derdinin ne olduğunu biliyoruz. Ne yaparsanız yapın, terör örgütleriyle iş birliğinizi unutturamayacaksınız bay bay Kemal. Şahsi ikbaliniz için partinizin milletvekilliklerini pazara çıkardığınızı, önüne gelene makam, mevki sözü verdiğinizi unutturamayacaksınız. Ne yaparsanız yapın, bu ülkenin çıkarlarını uluslararası arenada pazarlık meselesi hâline getirdiğinizi unutturamayacaksınız. Milletimiz 28 Mayıs’ta bunların hepsinin hesabını inanıyorum ki sizden soracak.”
“BU DÖNEMDE SANAYİCİMİZ UZUN DÖNEMLİ PLANLAR YAPABİLME İMKÂNINA BİZİMLE ULAŞTI”
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Cumhuriyet’in yeni asrına girmeye az bir zaman kaldığını anımsatarak, geriye dönüp baktıklarında, geçen asır boyunca çok büyük sıkıntılardan geçtiklerini, Türkiye’nin neredeyse her 10 yılda bir darbe girişimlerine maruz kaldığını, darbelerin bir taraftan demokrasiyi bir taraftan da kalkınma hamlelerini sekteye uğrattığını dile getirdi.
Türkiye’nin demokrasisi ile özellikle sanayisinin de büyük darbe yediğini, sürekli yıkılıp yeniden kurulan koalisyon hükümetleri yüzünden, atılan kalkınma adımlarının hep yarım kaldığını belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sanayicilere işaret ederek, “Ülkemizin son 21 yılının kıymetini en iyi sizler biliyorsunuz. Güven ve istikrar ikliminde neler başarılabileceğinin en güzel örneği sizlersiniz. Bu dönemde sanayicimiz uzun dönemli planlar yapabilme imkânına bizimle ulaştı. Tüm stratejisini ülkede bir korku iklimi yayma üzerine kuranların ilk hedefinin sanayicilerimiz, yatırımcılarımız olması boşuna değildir. Hamdolsun sizler bu oyuna gelmediniz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Kovid-19 salgını döneminde dünya ekonomisinin derinden sarsıldığını söyledi.
Bu dönemde, enerji ve gıda krizi tüm dünyada fiyatları dalgalanırken Türk iş insanlarının dik duruşuna şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Böyle dönemde ihracatımızı 254 milyar doların üzerine çıkarttığınızı, istihdamı 32 milyon sınırına dayadığınızı biliyoruz. Sizleri canıgönülden tebrik ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, dünyada yaşanan krizlerde olduğu gibi Türkiye’deki siyasi iklimin zehirlenmesi sürecinde yaşanan sıkıntıların da farkında olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Finansal taleplerinizin, yeni yatırım alanı ihtiyaçlarınızın, iş gücüyle ilgili beklentilerinizin hepsini biliyoruz. Bugüne kadar her meselenizi nasıl biz hâl yoluna koymuşsak bunların çözümünü de yine biz sağlayacağız. Bizim yapamadığımızı SGK’yı batırmaktan başka mahareti olmayan birinin yapabilmesi zaten mümkün değildir. Girdiği her seçimi kaybedip sadece kendi koltuğunu koruyabilen birinin herhâlde sizlerin derdine derman bulabilmesi de hayalden ibarettir. Biz Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına birlikte yükselteceğimize inanıyoruz.”
“ÜLKEMİZDE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ OLMAYAN İLİMİZ KALMADI”
Gelecek döneme ilişkin planların iş insanlarının da katkılarıyla hayata geçirileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Bunun için sanayicilerimizi, KOBİ’lerimizi, esnafımızı, sanatkârımızı, çalışanlarımızı desteklemeye devam ediyoruz. Ülkemizde organize sanayi bölgesi olmayan ilimiz kalmadı. Bugün itibarıyla ülkemizdeki organize sanayi bölgesi sayısı 353’e ve istihdam da 2,5 milyona çıktı. Sadece 2022 yılında 21 yeni organize sanayi bölgesi kurarak bu alanda da bir rekor kırdık. Salgının ardından hayata geçirdiğimiz mikro ve küçük işletmelere destek programı kapsamında bu yıl itibarıyla 9,6 milyar lira destek ödemesi yaptık. Programın ikinci ayağını da yakında devreye almaya hazırlanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, geçen yıl düzenlenen 5 bin 455 yatırım teşvik belgesiyle 261 milyar lira tutarında sabit yatırımın ve 110 bin ilave istihdamın önünü açtıklarına dikkati çekerek konuşmasını şöyle tamamladı: “Yerli ve millî teknolojilerin geliştirilmesi için makine, mobilite, üretimde yapısal dönüşüm, sağlık, kimya ve dijital dönüşüm alanlarında 178 projeyi destekleme kararı aldık. Bunlar gibi daha nice desteği, programı uygulamaya geçirdik. Bizim sanayicilerimize, küçük ve orta boy işletmelerimize verdiğimiz değeri kimseyle tartışmayız. Katma değerli üretimle kalkınan Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle beraber inşa edeceğiz. Bunun için sizlerden pazar günü sandığa yeniden ve daha sıkı şekilde sahip çıkmanızı istiyorum. Türkiye’nin güven ve istikrar ikliminin devamı için hep birlikte bir kez daha millî iradenin üstünlüğünü dost düşman herkese göstereceğimize inanıyorum.”