Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Samandağ Afet Koordinasyon Merkezi'nde konuştu
"Afet bölgesinin genişliğine ve yıkımın büyüklüğüne rağmen devletin ve milletin imkanlarının tamamının deprem bölgesi için seferber edildiğinden kimse şüphe etmesin"
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'ın Samandağ ilçesindeki Afet Koordinasyon Merkezi'nde yaptığı konuşmada, 6 Şubat'ta yaşanan ve daha sonrasında binlerce sarsıntıyla devam eden depremler nedeniyle geçmiş olsun dileklerini iletti.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dileyen Erdoğan, yaşamını yitirenler için Fatiha okudu.
"Hatay'a ve tüm deprem bölgesine ulaşmak için canla başla gayret ettik"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, geniş bir alanda etkisi hissedilen afetin en çok yıkıma ve can kaybına yol açtığı şehrin, Hatay olduğunu belirtti.
Antakya'dan Samandağ'a kadar pek çok ilçeyi derinden sarsan afetin boyutlarını anlatmaya kelimelerin kafi gelmediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asrın felaketi olarak tanımlanan bu depremin aynı zamanda zorlu kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde olması, sıkıntılarımızı daha da artırdı. Pisti zarar gören Hatay Havalimanı'nın uçuşa kapanması, yolların hasar görmesi, ilk günlerde haberleşmenin güçlükle yapılabilmesi, ilave sorunlar olarak karşımıza çıktı. Buna rağmen devlet ve millet olarak afetin ilk anından itibaren Hatay'a ve tüm deprem bölgesine ulaşmak için canla başla gayret ettik. Şehirdeki kamu görevlilerimizden çalışabilecek durumda olanlar, zaten hemen işlerinin başına koştular. Diğer yerlerden buraya ulaşmak için yola çıkan ekiplerimiz de epeyce bir mücadelenin ardından birer ikişer Hatay'a geldiler. Yıkılan bina sayısının fazla, arama kurtarma personeli sayısının sınırlı olması sebebiyle ekiplerimiz adeta vakitle yarışarak müdahaleleri yürüttü. AFAD'dan madencilerimize, belediyelerimizden sivil toplum kuruluşlarına kadar kendi personelimiz ve uluslararası ekiplerle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma sayısı olan 35 bin kişiye ulaştık. Bu ekiplerin yarısı Hatay'da da görev yaptı."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, diğer destek personelleriyle 271 bin görevlinin deprem bölgesinde çalıştığını, gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları mensuplarıyla yaklaşık yarım milyon insanın, depremzedelerin yardımına koştuğunu söyledi.
"Depremde yıkılan her yerleşim yerini üçer beşer belediyemize adeta zimmetleyerek onların altyapılarını ve güçlerini burada değerlendirdik." diyen Erdoğan, ülkenin dört bir yanından ihtiyaç duyulan tüm araç, gereç ve cihazı bölgeye getirdiklerini ancak tüm çabalara rağmen ilk günlerde vaktinde yetişemedikleri yerlerin olduğunu ifade etti.
"Türkiye'den daha hızlı refleks verecek bir ülke yoktur"
"Afet bölgesinin genişliğine ve yıkımın büyüklüğüne rağmen devletin ve milletin imkanlarının tamamının deprem bölgesi için seferber edildiğinden kimse şüphe etmesin." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu:
"Askerimizi, polisimizi, jandarmamızı, sağlıkçılarımızı, eğitimcilerimizi, ilgili tüm kurumlarımızın personelini, uçağından helikopterine ve gemisine kadar tüm araçlarımızı depremzedelerimiz için harekete geçirdik. Milletimiz, 85 milyon, buradaki kardeşleri için tek yürek oldu. Tüm bunları, deprem bölgesindeki 11 şehirde yaşayan 14 milyon insanımız gayet iyi biliyor. Vefat sayısının 48 bini bulduğu, yaralıların 115 bini aştığı, 50 bin binanın yıkıldığı böyle bir felaket karşısında Türkiye'den daha hızlı refleks verecek bir ülke yoktur. Bunu ülkemize gelen yabancıların bizzat kendileri söylüyor. Üstelik, yürütülen arama kurtarma ve yardım çalışmaları; ardı arkası kesilmeyen, bir kısmı da müstakil deprem büyüklüğünde olan sarsıntılar eşliğinde yapıldı. Fedakarca ve kahramanca yapılan bu çalışmalarda yer alan tüm kamu personelini, gönüllüleri, sivil toplum mensuplarını, uluslararası ekipleri, şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. Çalışmaların düzene girmesiyle birlikte önce arama kurtarma faaliyetleri, ardından enkaz kaldırma çalışmaları hızlandı. Bu arada kalıcı barınma merkezleri ile acil gıda ve giyim ihtiyaçlarının temini için gereken mekanizmalar kuruldu ve işler hale getirildi."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, milletin, ülkenin dört bir yanından adeta yağdırdığı yardım malzemelerinin, belirli bir düzen içinde depremzedelere ulaştırılmaya başlandığını dile getirdi.
Çadırlardan yurtlara, okullardan otellere, diğer bölgelere gideceklere sağlanan kolaylıklardan konteyner kentlere kadar eldeki her imkanın değerlendirildiğini anlatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, artçı sarsıntıların sürmesinin ister istemez evleri sağlam veya az hasarlı vatandaşları da huzursuz ettiği için bölge dışına gidiş yaşandığını aktardı.
Köyü olanların köyüne, diğer yerlerde akrabası, eşi dostu olanların onların yanına, talep edenlerin devletin sağladığı barınma merkezlerine giderek deprem fırtınasının dinmesini beklediğini hatırlatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Bu arada kalıcı konutların inşası için hemen kolları sıvadık. Yer tespiti yapılan, zemin ve etüt çalışmaları biten yerlerde süratle temelleri atıp işe başladık. Orta hasarlıların da dahil edilmesiyle yaklaşık 650 bin konut ihtiyacımızın olduğunu gördük. Acil ihtiyaç olan 244 bin konutun ve 75 bin köy evinin inşasını bir yıl içinde bitirecek bir planlamayla yolunuza devam ediyoruz." diye konuştu.
Samandağ'da 17 bin 331 konut inşa edilecek
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Samandağ'da inşa edilecek konut sayısının 17 bin 331 olduğunu belirterek, herkesi tamamen sağlam, güvenli, huzurlu konutlara kavuşturana kadar inşa ve ihya faaliyetlerini sürdüreceklerini ifade etti.
Geçmişte bu konuda yaşanan zorlukların bir daha tekerrür etmemesi için gereken adımları da ilk fırsatta atacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, tüm bu çalışmalarda, depremde en çok yıkıma ve can kaybına uğrayan Hatay ve ilçelerinin, önceliklerin en başında yer alacağının altını çizdi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, afetlerin; aynı zamanda milletlerin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, dayanışmasını, kabiliyetini, dirayetini test ettiği sınamalar olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, 6 Şubat depremlerinin sınamasından alnının akışla çıkmıştır. Her dönemde görülebilecek birkaç hadise, kötü ses, provokasyon girişimi dışında kalplerimizi de ellerimizi de birleştirerek yaşadığımız felaketin yaralarını sardık, yönümüzü tekrar ortak geleceğimize döndük.
Güçlü bir devletin kıvançta ve tasada ortaklaşabilen bir milletin önemi, böyle dönemlerde daha iyi anlaşılıyor. Bunun için ilk asrını geride bıraktığımız Türkiye Cumhuriyeti devletimizin bize sunduğu güven, huzur ve refah çatısına daha sıkı sahip çıkmalıyız. Yaşadığımız onca felakete ve saldırıya rağmen geleceğimize umutla bakmamız için sayısız sebebimiz var. Buna karşılık bizi farklılıklarımız üzerinden birbirimize düşürmek isteyenler de her zamankinden daha büyük bir hırsla üzerimize geliyor. Milletçe birlik ve kardeşliğimizden aldığımız güçle bu tuzakların hepsini de bozacak dirayete hamdolsun sahibiz.
Coğrafyamızda asırlarca oynanan oyunları artık çöpe atma, kendi oyunumuzu yazma, yönetme ve sergileme vakti gelmiştir. Cumhuriyet'imizin yeni asrını, hayallerimizin peşinde giderek, vizyonumuzu inşa ederek, programlarımızı uygulayarak Türkiye Yüzyılı haline getirmekte kararlıyız."
Gelecek nesillere bırakılacak en büyük mirasın bu olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Küresel krizleri fırsata dönüştürme yolunda atılan adımlardan en küçük bir tavsamaya izin vermeden, inşallah bu mücadeleyi sizlerle birlikte zafere ulaştıracağız." temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye'nin büyümesinin, güçlenmesinin, kalkınmasının, zenginleşmesinin, kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgesindeki herkesin de yararına olduğunun altını çizdi.
Bir vatandaşın, kendisinden Karaçay Barajı'nın tamamlanmasına ilişkin talebi olduğunu belirten Erdoğan, "Karaçay Barajı ile ilgili gerekli talimatı da döner dönmez, özellikle de Devlet Su İşlerinden sorumlu bakanıma, Vahit Bey'e tekrar vereceğim. İnşallah, sonu hayır olur." açıklamasında bulundu.