Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Erdoğan, partimizin Aydın mitinginde konuştu
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, "Pazar günü kendimizle birlikte evlatlarımızın da geleceği adına çok önemli bir karar vereceğiz. Tavrımızı ya tüm terör örgütleriyle amansız bir mücadele yürütenlerden ya da FETÖ'cü ve bölücülerle kol kola yürüyenlerden yana kullanacağız. Tercihimizi ya aile kurumuna sahip çıkanlardan ya da LGBT'yi başımıza musallat edeceklerden yana belirleyeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Partimizin Aydın Atatürk Kent Meydanı'ndaki mitinginde vatandaşlara hitap etti.
Buradaki konuşmasına, vatandaşları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Aydın 14 Mayıs'ta sandıkları patlatmaya var mısın? Bunlara gereken dersi vermeye var mısın? Allah sizden razı olsun. Durmak yok." ifadelerini kullandı.
Aydın'a bundan 3 ay önce toplu açılış töreni için geldiğini, daha sonra Nazilli'ye geçtiklerini anımsatan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şehre kazandırdıkları eserlerin hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, dün Trakya'da uç beyleri olan Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ'ı ziyaret ettiğini hatırlatarak, bu ziyaretlerin muhteşem geçtiğini söyledi.
İstanbul'da 1 milyon 700 bin kişiyi kucakladıklarını, bunun tarihin en büyük buluşması olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bugün de Aydın'ın her zamanki gibi çok güzel olduğunu kaydetti.
"Yine kabına sığmayan, coşkun ırmaklar gibi akan bir Aydın görüyorum karşımda." diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu Aydın isterse, bu defa sandıkları bir başka patlatır. Sokaklara, caddelerde taşan sevdanız için her birinize teşekkür ediyorum. Rabb'im, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Buradan Aydın'ın komşuları olan Muğla'ya, Manisa'ya da en kalbi selamlarımı gönderiyorum. Elbette gönlümüz tüm Türkiye'yi ziyaret etmeyi, her ilimize selam vermeyi istiyor. Ancak bu sene ramazan ayını özellikle depremzedelerimize ve deprem bölgesindeki illerimize ayırdık. Gidemediğimiz illerimize 14 Mayıs'tan sonra inşallah teşekkür ziyareti yapacağız. Tabii bunun için önce 14 Mayıs'tan zaferle çıkmamız gerekiyor. Hazır mıyız, sandıkları patlatıyor muyuz? Birilerini de sandığa gömüyor muyuz? Sizin bu heyecanınız, bu aşkınız var ya bu işin bittiğini haber veriyor."
"Bunlardan bu ülkeye fayda olur mu?"
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, seçime 4 gün kaldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Pazar günü kendimizle birlikte evlatlarımızın da geleceği adına çok önemli bir karar vereceğiz. Tavrımızı ya tüm terör örgütleriyle amansız bir mücadele yürütenlerden ya da FETÖ'cü ve bölücülerle kol kola yürüyenlerden yana kullanacağız. Tercihimizi ya aile kurumuna sahip çıkanlardan ya da LGBT'yi başımıza musallat edeceklerden yana belirleyeceğiz. Bu CHP, İYİ Parti, HDP LGBT'ci mi? Diğer yavrucukları söylemeye gerek var mı? İstanbul, Ankara Büyükşehir belediyecileri, onların belediye başkanları zaten LGBT'cilerin en büyük finansörü. Peki, AK Parti'ye LGBT girebilir mi? MHP'ye LGBT girebilir mi? Cumhur İttifakı'na girebilir mi? Çünkü biz, ailenin kutsallığına inanıyoruz. Ailemizi asla bunlara yedirmeyiz. Onun için çok çalışacağız. Oyumuzu ya eser siyasetinden, ülkeye ve millete hizmet siyasetinden ya da yıkım siyasetinden, takoz siyasetinden yana kullanacağız.
Teveccühünüzü ya 21 yıldır ülkemizi her alanda başarıdan başarıya koşturmuş tecrübeli kadrolara vereceksiniz ya da geçmişinde SSK'yı batırmak... Yahu torununu SGK'lı yapmak... Bu bay bay Kemal var ya torununu Sosyal Güvenlik Kurumuna kaydediyor, düşünebiliyor musunuz? Bunlar hırsız. Bunlardan bu ülkeye fayda olur mu? Seçimde oy kullanamamak dahil, her türlü skandalın olduğu defolu bir şansa yetki verir miyiz? Ya ülkemiz ekonomisini kendi kaynaklarımızla güçlendirmeye, büyütmeye devam edeceğiz ya da Londra tefecilerinin, IMF'nin eli sopalı komiserlerinin ekonomimize çökmesine rıza göstereceğiz. Bunları kabul edebilir miyiz?"
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin her üç beş ayda bir siyasetin krize girdiği eskinin kelebek ömürlü koalisyon günlerine dönmemesi için hepimize görev düşüyor." dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a yönelik eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Başbakanlığı sırasında Davos'a yaptığı ziyarete değindi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "O zaman bu bebecan yanımda, bakanım, beraber ordayız. IMF'in başkanı diyor ki 'Bize bazı şeylerde müdahale ediyorlar.' Kendisine dedim ki 'Sayın Başkan, sen paranı alıyor musun?' O zaman 23,5 milyar dolar borcumuz var. 'Alıyorum.' 'Ama sen Türkiye'yi idare edemezsin, ben Başbakanım, Türkiye'yi ben idare ederim. Müdahale edemezsin.' Baktım, bu bebecanın yanakları kızarıp bozarmaya başladı." diye konuştu.
Türkiye'nin IMF'ye borcunu 2013'e kadar ödediğini ve artık IMF ile bir ilişkinin kalmadığını ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu CHP ne diyor, 'IMF'den borç alın da biraz rahatlayalım.' 'Gerek yok, biz bize yeteriz.' dedik ve o gün bugün 10 sene geçti. Biz IMF'den bir Allah'ın kuruşunu almadık. Ama bunlar Londra tefecilerinden 300 milyar dolar alacağını söylüyor. Bunlar tefeci, bunlar esrar, eroin kaçakçısı. Bunlardan size yar olmaz ama bununla benim halkımı kandırmaya çalışıyorlar. İşte, pazar günü bunlara dersi vermeye hazır mıyız? Bizim bunlara ihtiyacımız yok."
"Kelebek ömürlü koalisyon günlerine dönmemesi için hepimize görev düşüyor"
"21 yıldır kimsenin özgürlüğüne, hayat tarzına, giyimine, kuşamına karışmamış kuşatıcı bir siyasi iradeden yana olduk ya da öğretmeninden polisine, sanatçısından gazetecisine önüne gelen herkesi tehdit eden dikta hevesli bir zihniyeti seçeceğiz." ifadesini kullanan Erdoğan, "Şimdi isterseniz koalisyon masasının adayının gerçek yüzünü bir görelim." diyerek, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçmişte SSK Genel Müdürü olduğu döneme ilişkin videoyu alandaki ekrandan vatandaşlarla izledi.
Kılıçdaroğlu'nun, gazeteci Savaş Ay'ın programındaki hastaneler ve SSK konusundaki diyaloğun bulunduğu görüntülerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşinin yanı sıra HDP'nin aralarında olduğu farklı parti temsilcilerinin açıklamalarına yer verildi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Bu Selo, Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin katline neden oldu ve Yasin Börü yavrumuzu bunlar şehit ettiler." dedi.
Aydın'daki Kürtlere seslenen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Bunların bu halini görüp de hala CHP, İP, HDP'ye oy verebilir misiniz? Vermeyeceğiz. Onun için bunları gümbür gümbür sandığa gömeceğiz." diye konuştu.
Tablonun net, açık ve kesin olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bay bay Kemal, 'Selo'yu çıkaracağız' diyor. Bu ne millidir ne yerlidir. Öyleyse bu hesabı kim sorabilir? Milletim ve bu kardeşiniz. Soracağız.
Türkiye'nin her üç beş ayda bir siyasetin krize girdiği eskinin kelebek ömürlü koalisyon günlerine dönmemesi için hepimize görev düşüyor. 21 yılda sabırla inşa ettiğimiz kazanımların sürmesi için her birimize çok önemli sorumluluklar düşüyor. Pazara kadar olan kısıtlı vakti çok iyi değerlendirmemiz lazım. Sizlerden buraya gelemeyen her bir vatandaşımıza muhakkak ulaşmanızı istiyorum. Kendisine benim selamımı ilettikten sonra oyuna talip olduğumuzu söylemenizi istiyorum. Kırgınlık varsa gönlünü alacağız, kafa karışıklığı varsa gidereceğiz, kararsızsa tercihi şahsımızdan ve Cumhur İttifakı'ndan yana kullanması için mutlaka ikna edeceğiz. Her gün en az bir kişiye ulaşırsak, Allah'ın izniyle bu iş bitmiş demektir."
Yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına seslenen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Bugün itibariyle yaşadığınız ülkelerde kurulan sandıklar kapanıyor. Hamdolsun, bu seçimde yurt dışında rekor bir katılım sayısına ve oranına ulaştık. Engelleme çabalarına, bölücülerin saldırılarına rağmen, özgür iradelerini sandığa yansıtan tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, havalimanlarında ve gümrük kapılarındaki oy verme işlemlerinin ise 14 Mayıs'a kadar devam edeceğini hatırlatarak, "Yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşlarımız seçim günü sandık kapanma saatine kadar oylarını buralarda kullanabilecekler." dedi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "14 Mayıs 1950, Menderes'in 'Yeter, söz milletindir.' diyerek başladığı yolculuğu 27 Mayıs darbesiyle maalesef son buldu. 27 Mayıs sıradan bir darbe asla değildir. 27 Mayıs her şeyden önce 14 Mayıs'ın bir rövanşıdır. Şimdi pazar günü bu rövanşı alıyor muyuz?" dedi.
14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde özellikle kadınlar ve gençlerden çok büyük beklentisi olduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Hanım kardeşlerim evi nereden fethedecek? İçeriden fethedecek, kale içeriden fethedilir. Gençlerimiz de arkadaşlarına bu seçimlerin önemini çok iyi anlatacak." diye konuştu.
"Arabamın samanı, martinimin dumanı, şu Aydın'ın içinde yoktur efemden yamanı." dizelerini okuyan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ben Aydınlı Efelere güveniyorum. Aydın'ın sadece İstiklal Harbimizde değil, demokrasi tarihimizde de özel yeri var. Burası şehit Başbakanımız Adnan Menderes'in memleketidir. Öncelikle tüm milletimizin isimlerini kalbine kazıdığı Adnan Menderes ve arkadaşlarını bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Rabb'im ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum. Merhum Menderes ömrünü ülkemizin demokratikleşmesine, gelişmesine, güçlenmesine ve kalkınmasına adamış büyük bir devlet adamıydı. Başbakanlığı döneminde Türkiye'nin ekonomik açıdan daha müreffeh, siyasi olarak daha demokratik ve özgür olabilmesi için mücadele etti. Demokrasi ve kalkınma yolunda çok büyük mesafe de aldı. 18 yıllık hasretin ardından minarelerimizden Ezan-ı Muhammediler onun döneminde yükseldi."
Adnan Menderes'i idama götürenlerin o dönemin CHP yönetimi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şu andakilerin ondan farkı var mı? Aynı. Bunlar sadece masanın etrafında fırıldak çeviriyorlar. Tek parti faşizminin camilerimizin kapısına vurduğu zincirler onunla kırıldı. Ama bunlarda tezgah çok, fırıldak çok. Onun için bakarsınız türbe türbe dolaşırlar. Yalan çok. Milletimizin göz bebeği olan imam hatip okulları, Allah rahmet etsin, Menderes döneminde açıldı. Köylü ayağındaki çarığı ilk kez onun döneminde çıkarabildi. Çiftçimiz traktörle, sanayicimiz yolla, elektrikle, makineyle, vatandaşımız en temel hak ve hürriyetlerle ilk kez onun döneminde tanıştı. Cumhurla cumhuriyet arasındaki uçurumlar ilk kez onunla kapanmaya başladı. Milletimiz Menderes'te bizatihi kendini gördü. Ülkesi için çalışan, koşturan, samimi bir siyasetçi gördü. İnsanımız onda ilk defa milletin derdiyle dertlenen, gerçek manada bir halk adamı gördü. Böyle gördüğü için de Menderes ve arkadaşlarına girdiği tüm seçimlerde sahip çıktı. Onları daima bağrına bastı. 14 Mayıs 1950, Menderes'in, 'Yeter, söz milletindir.' diyerek başladığı yolculuğu 27 Mayıs darbesiyle maalesef son buldu. 27 Mayıs sıradan bir darbe asla değildir. 27 Mayıs her şeyden önce 14 Mayıs'ın bir rövanşıdır. Şimdi pazar günü bu rövanşı alıyor muyuz? Öyleyse çok çalışacağız. 27 Mayıs milletten asla yüz bulamayan CHP'yi tank namlusuyla iktidara getirme operasyonudur."
"Tek parti faşizmi temsilcilerinin yalanlarının iftiralarının hedefi olduk"
"27 Mayıs'ın senaristi CHP'dir, yapımcısı CHP'nin bürokrasi, akademi ve medyadaki uzantılarıdır, baş aktörü de CHP'nin milli şefidir." diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sandıktan çıkamayacağını anlayan CHP'nin genel başkanı il il dolaşarak milleti kışkırtmış, müdahaleye ortam hazırlamıştır. CHP medyası da bu provokasyon siyasetine o dönem çanak tutmuştur. Üniversite öğrencilerinin kıyma yapıldığı iftirası, düşünebiliyor musunuz üniversite öğrencileri kıyma yapılmış, bu yalanı uydurdular. Menderes'in uçaklar dolusu altın kaçırdığı yalanına kadar her türlü kepazelik sergilenmiştir. Sandık dışı yollarla iktidar arayışı, CHP için asla yeni bir durum değildir. Bu, milletten şamarı yedikleri 1950'den itibaren CHP'nin milli sporudur. Daha sonra da rahmetli Özal başta olmak üzere birçok siyasetçimiz bu tarz yöntemlerle sindirilmek istenmiştir."
Adnan Menderes yönetiminin geçtiği tüm süreçlerden kendilerinin de geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları söyledi:
"Tek parti faşizmi temsilcilerinin yalanlarının, iftiralarının hedefi olduk. Mahkeme kararlarıyla önümüzü kesmek istediler. Vesayetle gözümüzü korkutmayı denediler. MİT kumpasıyla müsteşarımız üzerinden bizi hedef aldılar. Gezi olaylarında sokaklarımızı ateşe vererek bizi sindirmeye çalıştılar. 17-25 Aralık girişiminde şimdi bizzat bay bay Kemal'in montaj olduğunu itiraf ettiği kayıtlar üzerinden milli iradeyi gasp etmeye yeltendiler. 15 Temmuz'da bu sefer FETÖ'cü ihanet çetesi eliyle canımıza kastettiler, ailece. Bay bay Kemal'i tankların arasından kaçırdılar, Bakırköy Belediye Başkanı'na götürdüler, orada o kahvesini yudumladı. Ama ne diyordu, 'Haberim olsaydı ben de beklerdim.' Hayatı yalan. DEAŞ'ından PKK'sına kadar tüm terör örgütlerinin azdırılmasından, ekonomimize yönelik tehditlere, hepsi aynı senaryonun parçalarıydı. Hepsinin de amacı milletin sandıkta verdiği emaneti silah zoruyla, terörle, şiddetle gasp etmektir. Her seçim öncesinde denenen provokasyonları da buna eklemek lazım. Milletimizle aramıza giremeyenler, siyaset mühendislikleriyle, istihbarat operasyonlarıyla, milli iradeyi yönlendirmek istedi."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 21 yıldır kirli senaryolarla mücadele ettiklerini, gerektiğinde canları pahasına demokrasiye sahip çıktıklarını vurguladı.
"Ne azgın azınlığın baskılarına boyun eğdiklerini ne de sivil siyasetten başka kendilerine yol aradıklarını" söyleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti:
"Pek çok dava arkadaşımızı, bölücü örgütün saldırılarında şehit verdik. Seçim bürolarımıza, molotof bombaları atıldı. Seçim çalışması yapan nice kardeşlerimiz taciz edildi, tahkir edildi. Maruz kaldığımız onca hakarete, kışkırtmaya, ahlaksızlığa rağmen, hukuk ve adaletten sapmadık. Birileri gibi Batılı güçlerin kulaklarımıza fısıldadığına değil, biz hep Anadolu irfanına inandık, milletimize inandık, Allah'ımıza dayandık, 'Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hükmüne ram ol, yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.' Biz böyle yürüdük. Hiçbir güce boyun eğmedik. Sandığın onuruna, sandığın şerefine asla ve asla halel getirmedik. Ne söyleyeceksek sandıkta söyledik, sandık aracılığıyla söyledik. Kardeşlerim bugün yine aynı yerdeyiz, aynı hassasiyeti taşıyoruz. 'Çakalla avlanıp çobanla ağlayan mürailerin ne yapmaya çalıştıklarını çok iyi biliyoruz."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Fitne tüccarlarının aramıza nifak tohumları ekmesine izin vermeyeceğiz. Kaybedeceklerini anlayanların, sokaklarımızı karıştırmasına asla müsaade etmeyeceğiz ve Türkiye'nin Suriyelileştirilmesine kesinlikle rıza göstermeyeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Batıda vatan millet edebiyatı yapıp doğuda Selo'ya özgürlük isteyen ikiyüzlülerin neyi amaçladıklarını çok iyi biliyoruz. FETÖ'cü ve bölücülerle gizli anlaşmalar yapanların kimlere hizmet ettiğini çok iyi biliyoruz. Londra'daki tefecilerden alınan sözlerin ne için verildiğini çok iyi biliyoruz. Ortada öyle bir mesele yokken, bir gece yarısı yayınlanan Kürt ve Alevi videolarının ne gayeyle yapıldığını çok iyi biliyoruz." diye konuştu.
"Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Boşnak'ıyla hepsi bizim kardeşimiz." diyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, yaratılanı yaradandan ötürü sevdiklerini ve ayrım yapmadıklarını belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz kuklayı da kuklacıyı da oynanan oyunu da çok iyi biliyoruz. Allah'ın izniyle bu oyunu yine bozacağız. Fitne tüccarlarının aramıza nifak tohumları ekmesine izin vermeyeceğiz. Kaybedeceklerini anlayanların, sokaklarımızı karıştırmasına asla müsaade etmeyeceğiz ve Türkiye'nin Suriyelileştirilmesine kesinlikle rıza göstermeyeceğiz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize ve ülkemizdeki huzur iklimine çok güçlü bir şekilde sahip çıkacağız.
Buradan sizlerin vasıtasıyla tüm vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum. Biliyorum, son iki aydır siyaset sahnesinde yaşanan rezillikler sizi üzüyor. Bölücü örgütün giderek artan pervasızlıkları, biliyorum, sizi öfkelendiriyor ama gün soğukkanlı olma, sabırla, basiretle hareket etme günüdür. Siyasi ikballeri uğruna sizi galeyana getirmeye çalışanlara fırsat vermeyin. 14 Mayıs'ta sandık önünüze geldiğinde tepkinizi orada gösterin. Kirli pazarlıkların hesabını sandıkta sorun. Göz göre göre sizlerin iradesini yok sayanlara cevabınızı sandıkta verin. Bay bay Kemal ne diyor? 'Tıpış tıp oy vereceksiniz' diyen bu kibir kulelerine hadlerini sandıkta bildirin."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 20 yıldır hep eserlerle, hizmetlerle konuştuklarını, milletin gönlünü de yine icraatlar ve samimiyetle almaya devam edeceklerini söyledi.
Mitinge 55 bin kişi katıldı
Partimiz iktidarlarında yapılan icraatların videosunun izletilmesinin ardından Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Bugün alana ne kadar kişi geldi, diye sordum. Resmi rakam şu an itibarıyla alana giriş 55 bin. CHP 27 bin, Akşener 5 bin 500, HDP 1700. Bu neyin işaretini veriyor? Tabii Cumhur İttifakı'nın ayrıca bir katılımı var. Dolayısıyla pazar günü inşallah sandıklar farklı olarak patlayacak." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, iktidarları döneminde yapılan icraatları 21 yıla sığdırdıklarını ve 81 ile hizmet ederken Aydın'ı ihmal etmediklerini vurgulayarak, "Aydın'a toplam 79 milyar lira kamu yatırımı yaptık. Eğitimde, gençlik ve sporda, sosyal yardımlarda, sağlıkta çok ciddi adımlar attık. Toplamda 950 yataklı Aydın Şehir Hastanesi'ni yaptık. Biz bay bay Kemal'in SSK'nın başında olduğu o rezilliği, o rezaleti milletimize layık göremeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 9 sağlık tesisinin inşasının devam ettiğini, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) vasıtasıyla 1810 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiklerini ve 1267 konutun yapımının devam ettiğini bildirdi.
"Aydın'da bölünmüş yol uzunluğunu 381 kilometreye çıkardık"
"İlk Evim" projesiyle 3 bin 320 yeni konutu ve "İlk Arsam" projesiyle 7 bin altyapısı hazır arsayı vatandaşların hizmetine vereceklerini aktaran Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Aydın'daki 4 millet bahçemizden 2'sinin açılışını yaptık, diğerleriyle ilgili çalışmalar sürüyor. Ulaştırmada 114 kilometreden devraldığımız Aydın'ın bölünmüş yol uzunluğunu toplamda 381 kilometreye çıkardık. İzmir-Aydın Otoyolu'nu, Aydın çevre yolunu tamamlayarak trafiğe açtık. Aydın-Denizli-Antalya Otoyolu'nu seneye tamamlıyoruz. Didim Yat Limanı'nı tamamladık. Mevcutların yanı sıra Aydın'a 4 baraj daha inşa ediyoruz. Sulama projeleriyle Aydın'da 555 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık.
Yapımı süren 11 sulama tesisiyle 251 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. Aydınlı çiftçilerimize son 21 yılda toplam 7 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Şehrimize 1 teknopark, 9 araştırma geliştirme merkezi ve 3 tasarım merkezi kurduk. Aydın, Çine, Efeler, Germencik, İncirliova, Koçarlı, Köşk, Kuşadası, Kuyucak, Nazilli, Söke, Sultanhisar ve Yenipazar'a doğal gaz arzını sağladık. Önümüzdeki dönemde Didim'e de doğal gaz arzı sağlamayı planladık."
"Ülkemizin kaynaklarını ve potansiyelini en verimli şekilde kullandık"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Aydın'ı hak ettiği seviyeye getirene kadar durmayacaklarını ve bunu milletle yapacaklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asırlık hizmetleri sizlerin istifadesine sunarken hep milletimizin gücüne güvendik. 'Başkaları yapıyorsa biz niye yapmayalım? Başkaları üretebiliyorsa biz neden bulamayalım? Başkaları buluyorsa biz neden bulamayalım?' dedik. Ülkemizin kaynaklarını ve potansiyelini en verimli en güzel şekilde kullanmaya çalıştık. Karadeniz doğal gazını çıkardık mı? 'İlk ay ücretsiz' dedik mi? Bu, bay bay Kemal'in sözlerine benzemez."
Türkiye'nin İHA ve SİHA'larla savunma sanayisinde yerini aldığını belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilen TCG Anadolu uçak gemisini yüz binlerin ziyaret ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Akkuyu Santrali'ni yaptık, ilk üniteyi açtık. Türkiye'nin otomobili Togg ile elektrikli araç teknolojisinde yerimizi aldık. Hayranlar, çok seviyorlar. Mavi vatandaki çıkarlarımızla birlikte karada da Togg'la şu anda farklı sükse yapıyoruz." dedi.
Türkiye'nin şu anda tarımsal hasılada birinci olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanımız Erdoğan, geçen sene dünyada en çok turist çeken üç ülkeden biri olduğunu kaydetti.
İHA'ların, SİHA'ların, Akıncı'ların ve Kızılelma'nın, dünyanın hayranlık duyduğu uçaklar olduğunu belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Akkuyu Santrali'ni yaptık, ilk üniteyi açtık. Türkiye'nin otomobili Togg ile elektrikli araç teknolojisinde yerimizi aldık. Hayranlar, çok seviyorlar. Mavi vatandaki çıkarlarımızla birlikte karada da Togg'la şu anda farklı sükse yapıyoruz." diye konuştu.
Milli muharip uçak KAAN'la çok farklı bir seviyeye gelindiğini dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Karadeniz gazıyla enerjide dışa bağımlılığı azalttıklarını bildirdi.
Gabar petrolüyle milyarlarca doların cepte kalmasını sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şöyle konuştu:
"Muhalefetin 'yok', 'fasa fiso' dediği doğal gazımızı geçen ay itibarıyla Filyos'taki tesislerimize getirdik. Bu sevinci milletimizle paylaşmak için bir aylık gazı ücretsiz yaptık. Önümüzdeki bir yıl boyunca da 25 metreküplük gazı faturadan düşüyoruz. Öğrenci kardeşlerimiz, ev hanımlarımız, gençlerimiz ısınma ve yemek için kullanacakları gaz miktarına para vermeyecek. Bir yıl boyunca Aydın'daki tüm mutfaklarda tencereler milli gazımızla kaynayacak. Karadeniz gazımızın bir kez daha şehrimize hayırlı olmasını diliyorum."
Gabar'da keşfedilen günlük 100 bin varil üretim kapasiteli petrolü de ekonomiye kazandırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu şekilde bütçeye kalacak 100 milyar dolarlık kaynağı, yatırım, istihdam, sosyal destek olarak milletin istifadesine sunacaklarını ve kuracakları Aile ve Gençlik Bankası ile hem toplumun temel taşı aileye hem de gençlere bunu finans olarak tahsis edeceklerini söyledi. Buradan ev hanımlarını da emekli edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanımız Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben size aynı zamanda kaynak söylüyorum kaynak. Bay bay Kemal'in palavraları gibi değil, kaynak. Bu Kandil'deki teröristlere benzemez. Kandil'deki terörist ne diyor; 'Bay bay Kemal'le yandaş, yoldaş ya... Kandil'deki teröristlerin, Diyarbakır annelerinin gözyaşına neden olan bu imansız, kitapsız, Kur'ansız, ezansız, bunlara benim Kürt kardeşlerim artık 'dur' demesi lazım. Öyle mi? Onun için çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Onları arkasına alıyor bay bay Kemal, onlarla yol yürüyor."
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.