"Dünyayı dönüştürecek, küresel çapta etki edecek yeni ürün tanımları Türkiye Yüzyılı'nda bizden gelecek"
Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığı tarafından yarın düzenlenecek "Blokzincir İstanbul" etkinliği öncesinde soruları yanıtladı.
İleri, dijital dönüşüm ve Türkiye'deki dijitalleşme adımları gibi konularda değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin, sanayi devrimi olarak adlandırılan süreci istenilen şekilde yakalayamadığını dile getiren İleri, "Tamamen kaçırdık demek haksızlık olur. Bunu bir trene benzetirsek, son vagonlarına canhıraş bir şekilde kendimizi attık. Olmamız ve bize yakışan yerde bulunamadık. Lokomotifte değildik. Dijital dönüşüm süreci çok farklı. Sanayi dönüşümünden farklı olarak ham maddesi insan, iş gücü. Bu açıdan ciddi avantajlarımız var. Gelinen noktada Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, 20 yıldır devam eden maratonun, şu geldiğimiz aşamasında iddialı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Savunma sanayisi bunun güzel bir örneği. Yerlilik oranını yüzde 20'lerden aldık, şu anda 80'lere geldi. Bunun da ötesinde sivil alanlarda da, uydu teknolojileri, elektrikli otomobil veya değerlemesi 1 milyar doları aşan unicornlar olsun, Türkiye çok iddialı bir şekilde yoluna devam ediyor." diye konuştu.
İleri, gelinen aşamanın "Türkiye Yüzyılı" sürecinin emareleri olduğuna dikkati çekerek, yaşananları bir doğum sancısı olarak niteledi.
Devletin dijital dönüşüm algısı ve atılan adımlar
Önümüzdeki sürecin Türkiye'ye çok daha farklı başarılar getireceğine vurgu yapan İleri, Türkiye'nin çok ciddi avantajları ve bunu realize eden siyasi iradeye sahip olduğunu söyledi.
İleri, devletin, dijital dönüşüm sürecinin farkında ve içinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ben bunu bir saca benzetiyorum. Bunun ayakları var. Sacın ayakta kalması için bütün ayakların yerinde olması lazım. Ar-Ge, inovasyon ve yüksek teknoloji ekosistemini bir saca benzetirsek, bu ekosistemi Türkiye'de yükselten sac ayaklarını devlet aklı hayata geçirdi. Bu sac ayakları nedir? İlgili kurumlar oluşturuldu. Dijital Dönüşüm Ofisi'nden tutun Türkiye Uzay Ajansına kadar geniş bir yelpazede ilgili yapılar hayata geçirildi. Bunun ötesinde ilgili strateji planları çalışıldı. Ulusal Yapay Zeka Strateji Planı'ndan bahsediyoruz. Milli Uzay Programı'ndan bahsediyoruz. Bunun yanında Ar-Ge teşvikleriyle altyapının geliştirilmesi sağlandı. Yazılım okulları yoluyla nitelikli iş gücünün sektöre kazandırılması sağlandı. Girişim noktasında özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın aldığı tedbirler yoluyla fon havuzlarının oluşması sağlandı. Her şeyden de önemlisi gençlerin bu alanda daha istekli ve hevesli olmaları noktasında iklimlendirme çalışmaları yapıldı. Bunun en güncel örneği Teknofest. Bununla da kalınmadı, bilim merkezleri kuruldu, gençlik merkezleri yaygınlaştırıldı. Anadolu'nun neresine giderseniz gidin, şu anda bir dene-yap atölyesiyle karşılaşıyorsunuz. Bütün bu sac ayakları bir siyasi liderliğin orkestrasyonu, uyumlu çalışması sonucu hayata geçmiştir. Hakikaten de devlet aklı Türkiye'nin dijital geleceğini sistematik bir şekilde çalışıyor, yapı taşlarını yerine oturtuyor."
"İş kültürümüz, dijital dönüşüm sürecinde başarı getirecek"
Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, özellikle savunma sanayisi alanında yaşananlardan heyecan duyduğunu dile getirerek, "Biz savunma sanayisinde sadece teknoloji geliştirmekle yetinmedik, dünyaya yeni kavramlar ve ürün tanımları getirdik. Zor olan bu. Teknoloji geliştirmek de kendi içinde bir konu ama yeni ürün tanımları geliştirmek, yeni kavramlar ortaya koymak, bir sonraki aşama. Çok şükür savunma sanayimiz bu aşamaya geldi. Anadolu Amfibi Hücum Gemisi hep verdiğim bir örnektir. O platformun üzerine İHA'lar ve SİHA'lar inecek. Altındaki havuzdan su üstü insansız deniz araçları çıkacak. Bu dünya için yeni bir kavram. Böyle bir iddia konuldu. Biz diyoruz ki 'Savunma sanayisindeki bu başarılar, sivil alanlara da yayılacak.' Sivil alanlar iyi gidiyor, uydudan elektrikli arabaya kadar. Dünyayı dönüştürecek, küresel çapta etki edecek yeni ürün tanımları, Türkiye Yüzyılı'nda bizden gelecek. Her şeyden önce gençlerimizi tanıyoruz. Bunları yapacak olanlar, gençlerimiz. Onun da ötesinde bizim iş kültürümüz yenilikçi bir iş kültürü. Biz işi oldurmaya yönelik çalışan, sonuç odaklı insanlarız, toplumumuz öyle. Bu iş kültürü dijital dönüşüm sürecinde başarı getiren iş kültürüdür. Ben bunu yurt dışı tecrübelerimde yaşadım." şeklinde konuştu.
Z kuşağı kavramı ve kuşak sosyolojisinden de bahseden İleri, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nesiller arasında farklar vardır. İnsanlık tarihi boyunca jenerasyonlar arası bir farklılık gözlemlenmiş. Jenerasyonlar arasında farklılıklar olduğu kadar bundan daha büyük ölçüde benzerlikler var. Bunu görmemiz lazım. Gençler, bizlerin aslında 25-30 yıldır aynı evlerde yaşadığımız, aynı atmosferi soluduğumuz, aynı gündemleri tartıştığımız insanlar. Tabii ki farklılıklar oluyor ama benzerliklerimiz her zaman daha fazla. Böyle olmasaydı toplumlarda süreklilik yaşanmazdı. İçinde bulunduğumuz dönem de buna istisna değil. Yine nesiller arasında farklılıklar var ama süreklilik esastır. Gençler tabii ki bazı konularda bizden farklı düşünecekler, çünkü öyle olmazsa değişim olmaz. Temel değerler noktasında birlikteyiz. Biz böyle görüyoruz. Dolayısıyla Kuzey Amerika'da oluşturulan bu terminolojinin bizim gençlerimize giydirilmesine karşı çıkıyoruz. Bu terminolojiyi onlara giydirdiğiniz zaman otomatik olarak bazı beklentiler de yüklemiş oluyorsunuz. 'Z kuşağı bireycidir, ben merkezcidir, kendi kariyerini düşünür.' gibi. Anketlere bakıyorsunuz ama böyle gözükmüyor. Her coğrafyanın kendi dinamiği var, bizim de yeni bir neslimiz var. Buna Teknofest kuşağı diyoruz. Bizim Teknofest kuşağımız, Kuzey Amerika'daki Z kuşağından birçok açıdan farklı. Bize benziyorlar."
İleri, "dijitalin siyaseti" kavramına da vurgu yaparak, bu kavramı AK Parti'nin ortaya attığını, bu konuda dünyada öncü olduklarını dile getirdi.
İleri, burada algının; siyasetin daha etkin karar alması, söylemlerini daha hızlı yayması olarak düşünüldüğünü belirterek, "İşin bir de tersi var. Siyasetin de teknolojiyi etkilediği alanlar var. Dünya bu yöne kayıyor. Şu an herhangi bir teknolojiyi değerlendirirken bunu toplumsal, hukuki, ekonomik, güvenlik gibi birçok boyutuyla değerlendiriyoruz. Demek ki toplumların teknolojilerde söz hakkı oluyor. Bunun emarelerini de görüyoruz. Siyaset, Türkiye'de teknolojiyi yönlendirme noktasında etkin olmalı. AK Parti'de, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla kurulan Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığı da bu istikamette çalışan bir başkanlık. Bunu çok önemsiyoruz. Biz biliyoruz ki daha adil bir dünya, mutlaka adil teknoloji platformları sayesinde olacak. Yanlış tasarlanan bir teknoloji de insanlara adalet değil, eşitsizlik getirecek. Siyasetçilerin, teknolojilerin tasarım sürecinden itibaren toplumun temsilcisi olarak pozisyon belirlemesi ve söz söylemesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Blokzincir İstanbul etkinliği ve platformun sunduğu olanaklar
Genel Başkan Yardımcısı İleri, blokzincir teknolojisine değinerek, toplumda bu platformla kripto paralar arasında bir özdeşleştirme olduğunu söyledi.
Blokzincirin, kripto paraların çok daha ötesinde bir kullanım alanına sahip olduğunu dile getiren İleri, finans, lojistik, güvenlik gibi geniş bir yelpazede uygulama alanları olduğunu kaydetti.
İleri, Türkiye'nin bu konuya kayıtsız kalmadığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"Özellikle devlet mekanizmamıza baktığınızda TÜBİTAK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi... Ciddi çalışmalar yapılıyor. Bu yeni alan, yeni bir kırılma noktası. İnternetin yeniden tasarlandığı noktaya doğru gidiyoruz. İnternetin yönetim yapısından tutun, internette göreceğimiz iş modellerine kadar çok ciddi bir dönüşüm. Bu alanda Türkiye Yüzyılı'nda gerçekten iddia ortaya koymak için, buradaki fırsatların toplumsal olarak fark edilmesi ve bu alanda toplumsal sahiplik oluşması lazım. Avantajlarıyla, riskleriyle hep beraber değerlendirebileceğimiz mecralar olması lazım. Bu toplumsal sahipliği oluşturmak için de AK Parti olarak, çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Özellikle gençlerin niteliği ve yenilikçi yaklaşımı bu blokzincir alanında faydalı teknoloji oluşturma noktasında Türkiye'ye çok farklı alanlar açabilir."
Blokzincir İstanbul etkinliği
Yarın düzenlenecek "Blokzincir İstanbul" hakkında da bilgi veren İleri, "Kısa süre önce yaptığımız Forum Metaverse etkinliği gibi farkındalık etkinliği olacak. İstanbul'da, yaklaşık 450 katılımcının geleceği bir organizasyonda, özellikle yurt dışından gelecek konuşmacıların bulunacağı bir ortamda, blokzinciri teknolojik, finansal, regülatif açıdan konuşacağız. Cumhurbaşkanımız da teşrif edecek." dedi.
Blokzincir İstanbul etkinliğinde dünyanın çeşitli ülkelerinden katılan ve alanlarında etkin olan isimlerle, blokzincir teknolojisi ele alınacak, bu teknolojinin geliştirilmesi hususunda ülke olarak hangi adımların atılabileceği değerlendirecek.