Yükleniyor...

Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantımıza katıldı

 

Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, tüm milletin büyük umutlar ve heyecanlarla girdiği 2023'ün, hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, AK Parti teşkilatına, "Mevsim şartlarını dikkate alarak belki birazcık öne çekerek tarihini güncelleyeceğimiz 2023 seçimlerinin önemini en iyi sizler biliyorsunuz." diye seslendi.

Kuruluşlarının 21,5 yılını ve iktidara gelişlerinin 20 yılını geride bıraktıkları şu günlerde yeni bir imtihanın daha eşiğinde olduklarını belirten Erdoğan, "Mevsim şartlarını dikkate alarak belki birazcık öne çekerek tarihini güncelleyeceğimiz 2023 seçimlerinin önemini en iyi sizler biliyorsunuz. Milletin kurduğu, iktidara getirdiği ve her mücadelesinde yanında yer aldığı bir siyasi teşekkül olarak tarif ettiğimiz AK Parti'nin, bu imtihanı da başarıyla geçmesini sağlamak öncelikle bizlerin, buradaki heyetin sorumluluğundadır." diye konuştu.

"2023 yılına 11 milyon 241 bin üyeyle girdik"

AK Parti'nin, resmen kurulduğu 14 Ağustos 2001 tarihinden bugüne kadar sadece girdiği her seçimi kazanmakla kalmadığının, milletin gönlündeki yerini de sürekli güçlendirdiğinin altını çizen Erdoğan, bu gücün en müşahhas tezahürlerinden birini AK Parti'nin üye sayısında görmenin mümkün olduğunu aktardı.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kuruluşumuzun ardından girdiğimiz ilk seçim yılı olan 2002'de üye sayımız 400 binler seviyesindeydi. Bir sonraki seçim yılı olan 2007'de üye sayımız 1 milyon 350 bine yükseldi. Ardından 2011'de üye sayımız 4,4 milyonu buldu. 2015 yılında üye sayımız 9 milyonun üzerine, 2018 yılında 10 milyon sınırına çıktı. Yargıtay Başsavcılığı tarafından açıklanan kayıtlara göre, 2023 yılına 11 milyon 241 bin üyeyle girdik. Bu eser hepinizin. Aslında parti kayıtlarımızda bu rakam 11 milyon 393 bine yaklaşıyor. Eksikleri tamamlayarak kısa sürede kayıtlarımızla Yargıtay Başsavcılığı rakamlarını birleştireceğiz."

"(Diğer partiler) Üye sayılarını ikiyle, üçle çarpın yine de AK Parti'nin üye sayısına yetişemiyor"

Diğer partilerin üye sayılarına işaret eden Erdoğan, "Bunların hepsini üst üste koyun, sonra ikiyle çarpın, yetmedi üçle çarpın; yine de AK Parti'nin üye sayısına yetişemiyor. AK Parti'nin üye sayısı, artık ilk 100 yılını devirmek üzere olduğumuz Cumhuriyet tarihimiz boyunca bir siyasi partinin erişebildiği en yüksek üye rakamıdır." dedi.

Türkiye gibi siyasi rekabetin oldukça sert yaşandığı bir ülkede, rekor üye sayısına ulaşmanın kolay olmadığını vurgulayan Erdoğan, aradan geçen 21 yıla rağmen ilk günkü heyecanla, inançla, azimle, kararlılıkla çalışarak bu başarıyı elde ettiklerini kaydetti.

"Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyerek çıktıkları bu eser ve hizmet yolculuğunda gerçekleştirdikleri demokrasi ve kalkınma devrimleriyle millete verdikleri sözü tutmuş olmanın gönül huzuru içinde olduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hatırlarsanız, ülkeyi yönetme emanetini teslim aldığımızda, karşımızda yorgun ve kırgın ama aynı zamanda 'Türkiye biziz' iradesine sahip bir millet bulmuştuk. Her inançtan, her kökenden, her kesimden insanımızla topyekûn milletimizi tüm alanlarda kendine ve devletine güvenen bir dünya gücü haline getirmek en büyük şeref payemizdir.

AK Parti'yi kuruluşundan bugüne üye sayısı ve seçim sonuçları itibarıyla hep zirvede tutan sır, işte budur. Akif diyor ya, 'Allah'a dayan, saye sarıl, hikmete ram ol / Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol'. Bizler sadece Allah'a güvenerek, sadece millete dayanarak, sadece eser ve hizmet için çalışarak bugünlere geldik."

"Her yeni üye, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun hayata geçmesine verilmiş ilave bir omuzdur"

Erdoğan, halihazırda, 81 vilayetin tamamında partiye yeni üye kazandırmak için gece gündüz gayret sarf eden teşkilat üyelerinin motivasyon kaynağının da bu olduğunu gayet iyi bildiklerini söyledi.

"Bizim için her yeni üye, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun hayata geçmesine verilmiş ilave bir omuzdur, ilave bir heyecandır, ekstra bir güçtür" diyen Erdoğan, üye sayısını oluşturan her bir rakamı; ayrı bir dünya, ayrı bir birey olarak gönüllerinde yer edilen dava ve yol arkadaşlarıyla ahitlerinin yeniden seslendirilmesi olarak gördüklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu sesin de karşısında durabilecek hiçbir fani güç, hiçbir engel, hiçbir tuzak tanımadıklarının altını çizdi.

"Niyet hayır, akıbet hayır" diyerek çıktıkları bu kutlu yolda, girdikleri her mücadeleyi zaferle taçlandırmalarını, milletle aralarındaki bu güçlü bağa borçlu olduklarına inandıklarını kaydeden Erdoğan, şunları paylaştı:

"Genel merkezimizden il ve ilçe teşkilatlarıma, üye sayımızın sürekli artırılması için canla başla çalışan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. AK Parti saflarına katılarak Türkiye Yüzyılı ve ahdimize ortak olan her bir üyemize şükranlarımı sunuyorum. Üye çalışmalarımızı ilk günkü heyecanla sürdürerek bu rakamı sürekli daha yukarıya taşımakta kararlıyız."

Dünyadaki ve bölgedeki her bir gelişmenin ister istemez Türkiye'yi de etkilediğini ifade eden Erdoğan, "Türkiye'nin, diğer ülkelerden farkı, hem bu etkinin olumsuzluklarını en az seviyeye indirecek altyapıya hem de krizleri avantaja çevirecek iradeye sahip olmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye 2012, 2013 ve 2014 yıllarında hedeflerine uygun bir zirve yaptı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin makroekonomik görünümüne bakıldığında 2012, 2013 ve 2014 yıllarında hedeflerine uygun bir zirve yaptığının görüldüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Demokraside sessiz devrimlerle milletimizin her kesiminin hak ve özgürlük taleplerini karşıladığımız, yaptığımız yatırımlarla asırlık ihmalleri giderdiğimiz, sergilediğimiz başarılı yönetimle ülkemizi hızla kalkındırdığımız bir dönemden söz ediyoruz. Milli gelirimizden enflasyona, faiz oranlarından büyük projelerin ritmine kadar her alanda tarihi bir yükseliş yakalamıştık. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi hedefimize emin adımlarla ilerlediğimiz bu süreçte, bir anda önümüze akılla, izanla, mantıkla, siyasi ve sosyal gerekçelerle açıklanamayacak hadiseler çıkmaya başladı." diye konuştu.

Gezi olayları bahanesiyle önlerine konulan taleplerin bile tek başına alenen ve resmen Türkiye'ye "Dur" ikazı niteliğinde olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz bu resti görüp, yolumuza devam edince 17-25 Aralık yargı-emniyet darbe girişimiyle ülkenin meşru yönetimini devirmeye yönelik kumpas devreye sokuldu. Milletimizle birlikte bu kumpası da akamete uğratınca, çukur eylemleriyle vatan topraklarının bütünlüğüne saldırdılar. Kahraman güvenlik güçlerimizle, teröristleri açtıkları çukurlara gömünce sınırlarımızı ve şehirlerimizi hedef aldılar. Tehditleri kaynağında yok etme stratejisiyle yeni güvenlik konseptimizi hayata geçirerek, ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu oyunu da bozduk. Ordu içine sızdırdıkları hainler vasıtasıyla başlattıkları 15 Temmuz darbe girişimi de milletimizin sinesine çarpıp, akamete uğradı."

"Rusya, Afrika ülkelerine bilabedel tahıl vermeye hazır"

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, yönetim sistemini değiştirip mücadeleyi bir üst seviyeye çıkartmaları üzerine Türkiye ekonomisini çökertme tehdidine maruz kaldıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz mekanizmalarla bu meseleyi de hal yoluna koyarken, bu defa tüm dünyayı etkileyen krizlerin rüzgârı esmeye başladı. Kovid-19 salgını ile başlayan süreç, uzunca bir süredir bizi köşeye sıkıştırmaya, sinsi yol ve yöntemlerle diz çöktürmeye çalışanların aslında ne kadar kırılgan bir siyasi, sosyal, ekonomik, güvenlik mimarisine sahip olduğunu gösterdi. Rusya-Ukrayna Savaşı ile genişleyen kriz, gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi umursamadıklarını, bunu korumak için her yola başvuracaklarını bir kez daha ispatladı."

Bu sabah Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme gerçekleştirdiğini duyuran Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:

"Etraflıca Rusya-Ukrayna Savaşını ele aldık. Bunun yanında bölgede neler yapabileceğimizi konuştuk. Türkiye-Rusya ilişkilerini değerlendirdik. Suriye'deki gelişmeler. Rusya-Türkiye-Suriye olarak istihbarat, savunma bakanlarımızın Moskova'da bir araya gelişleriyle bir süreç başlattık. Ardından inşallah dışişleri bakanlarımızı yine üçlü olarak bir araya getireceğiz. Daha sonra da gelişmelere göre liderler olarak bir araya geleceğiz. Derdimiz bölgedeki sükuneti, suhuleti sağlamak, bölgede barışı egemen kılmak.

Bugün yine biraz sonra izninizi alacağım, Zelenskiy ile bir görüşmem olacak. Bu görüşmede de aynı şekilde Sayın Putin ile yaptığımız görüşmeler ve Rusya-Ukrayna ilişkilerini daha yumuşak zemine nasıl oturtabiliriz, bunları görüşeceğiz. Tahıl koridorunu görüşeceğiz. Amonyak olayını görüşeceğiz, gübre olayını görüşeceğiz ve fakir Afrika ülkelerine bilabedel Rusya, tahıl verme noktasında hazır olduğunu Sayın Putin yine söyledi. Biz de bu tahılı alıp, bunları fabrikalarımızda öğüterek una çevirmek suretiyle bu az gelişmiş Afrika ülkelerine bunları göndermenin gayreti içerisinde olacağız."

"Mücadeleyi hiç bırakmadık, duruşumuzdan hiç taviz vermedik"

Küresel üretim ve tedarik zincirlerindeki aksamanın ortaya çıkardığı boşluğu, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi sağlayan bir Türkiye için kullanacaklarını ifade eden Erdoğan, "Küresel ekonomik işleyişi bozmanın ötesinde barışı da tehdit eden Rusya-Ukrayna Savaşında izlediğimiz dengeli ve hakkaniyetli siyasetle bölgedeki ateşin genişlemesini engelledik." dedi.

Kuruluşunu ve işleyişini temin ettikleri tahıl koridoru sayesinde tüm dünyayı büyük bir açlık tehdidinin pençesinden kurtardıklarını vurgulayan Erdoğan, "Esir değişimine de vesile olan aracılık faaliyetlerimizle hem insani bir görevi yerine getirdik hem de barış umutlarının canlı kalmasını sağladık." ifadelerini kullandı.

Bu arada faiz ve kur sistemindeki dengesizliğin faturasını, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı olarak ödedikleri bir dönemi de yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir yandan ülkemizin büyüme, kalkınma, gelişme seyrini kesintisiz sürdürecek politikaları, diğer yandan da insanımızı hayat pahalılığına ezdirmeyecek tedbirleri uyguladığımız bir yılı geride bıraktık. Tüm bu çalışmaları yürütürken, elbette sancıların, sıkıntıların, belirsizliklerin üzerimize kara bulut gibi çöktüğü günler de oldu ama mücadeleyi hiç bırakmadık, duruşumuzdan hiç taviz vermedik. Maruz kaldığımız tüm telkinlere ve hatta baskılara rağmen kendi özgün politikalarımızı hayata geçirmekte kararlı davrandık. Tercihimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme yönünde yapmış olmaktan çok çok memnunuz."

"Bizim görevimiz, yalan değil icraattır"

Erdoğan, istihdamdan ihracata her başlıkta aldıkları başarılı sonuçların yaptıkları fedakarlıkların ve verdikleri emeklerin boşa gitmediğinin göstergesi olduğunu söyledi.

Pazartesi günü yapılacak kabine toplantısının ardından bu sürecin ekonomik boyutunu tekrar millete anlatacağını belirten Erdoğan, AK Parti il başkanlarından, AK Parti'nin "Cesaret edilemez." denilen her şeye cesaretle girişen, "Yapamaz." denilen her şeyi yapan, "Başaramaz." denilen her şeyi başaran velhasıl millete verdiği her sözü tutan bir parti olduğu gerçeğini bıkmadan, usanmadan anlatmayı sürdürmelerini istedi.

Erdoğan, muhalefet partilerinin temsilcilerinin, yapılamayacağını iddia ettiği bazı yatırım ve düzenlemelerin hayata geçirildiğini gösteren bir video izletti.

Videonun ardından "Evet, AK Parti budur." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"(Togg için) Nerede diyor? Adres Gemlik. Bay Kemal, lütfeder de Gemlik'e gidersen sana rehberlik edecek kişiler de görevlendirebiliriz ama Sanayi ve Teknoloji Bakanı'mı da göndermem lazım. Fakat ondan da çok korktu mu ne yaptı, 'O gelirse gelmem.' demiş. Öbürü 'Oraya (Büyük Çamlıca Camisi) 60 bin kişi gelirse.' diyor, 'Bir kere doldursunlar elini öperim.' diyor. Biz öyle herkese el öptürmeyiz ama Büyük Çamlıca Camimiz nice defalar 60 binleri ağırladı. Hamdolsun. Bu zattan bu ifadeyi duymamız bizi çok üzmüştür. Yani bunu o masanın etrafında birileri söyleyebilir ama onun söylemesine akıl kar erdiremedik, yazıklar olsun. Öbürü de çıkmış, 'Erdoğan Ayasofya'yı açamaz' diyor. Açtık, ne yapacaksın şimdi? Aslında Meral Hanım bizi gayet iyi tanır, iyi bilir de bu lafı nasıl etti ben onu anlamadım. Meral Hanım, şu anda cami, müze değil. Şöyle bir teşrif edersen isabetli olur ve Ayasofya'yı bu haliyle de görmüş olursun. Bizim görevimiz, yalan değil bizim görevimiz, icraattır, dürüstlüktür ve yapılamayanları Allah'ın izniyle yapmaktır."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bir tane eserleri yok." dediğini anımsatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Sen İzmir milletvekili değil misin? İzmir'in yollarını kim yaptı? Hiç olmazsa Türkiye'yi dolaşmıyorsun, İzmir'e de mi gitmiyorsun? Yani 7-7,5 saatte gidilen İzmir'e şu anda 3 saat 15 dakikada arabayla gidiliyor. Bundan da mı haberin yok. Sabuncubeli Tüneli'ni açtık, o tünelden de mi geçmedin? Bunlarda yalan yenilir yutulur gibi değil. Ne derse desinler, şimdi ben İzmir milletvekillerime sesleniyorum, arkadaş daha çok çalışacaksınız, daha çok çalışacaksınız ve bunu tüm İzmirli kardeşlerimize anlatacaksınız. Bunların yalanlarına İzmirli, Manisalı vatandaşların artık daha fazla esir olmamaları gerekir. Bunları bölgenin milletvekilleri olarak anlatmak durumundayız. Bunlarla bu yolculukta biz evelallah öyle bir yarışa gireriz ki bizi yakalayamazlar. Bizler yapıyoruz, yaparız, onlar ya seyreder ya konuşur ya iftira atar. 'Ayasofya'yı açacağız' dedik, açtık, 'Savunma sanayimizde ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracağız' dedik, kurtardık, İHA'ları, SİHA'ları, Akıncı'yı, Kızılelma'yı yaptık mı, yaptık. Dünya medyası bunları yazıyor, çiziyor, her yönüyle ortaya koyuyor ama bizdekilerde göz var görmüyor, kulak var duymuyor çünkü kalpleri mühürlü. Onun için bunları anlatmak durumundayız."

"Bay Kemal, parayı, finansmanı yönetmenin yolları var"

Kılıçdaroğlu'nun, şehir hastanelerinin bütçeye getireceğini iddia ettiği yükle ilgili eleştirilerine değinen Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun bütçe tekniğinden haberinin olmadığını ve her şeyin bütçeyle yapıldığını zannettiğini ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bay Kemal, parayı, finansmanı yönetmenin yolları var. Onun için işte PPP diyoruz. Ne demek o? Kamu-özel iş birliği. Bunu biz yaptık mı? Yaptık. Milli bütçeden ortaya para koymadan bu yatırımları gerçekleştirdik mi? Gerçekleştirdik. Bu şehir hastanelerini yapan firmalar yatırımı kendileri yaptılar, biz kendilerine yaptıkları iş karşılığında ne yapıyoruz, ödeme yapıyoruz. Eğer bunları biz milli bütçeden yapmaya kalksaydık şöyle bir faiz hesaplaması yapmaya kalkın bunun faizini bile ödeyemezsin. Biz hiç o yollara başvurmadık. Sadece şehir hastanelerinde değil tüm yollarda, viyadüklerde, havalimanlarında aynı uygulamayı yaptık. Onun için de ülkemizi ne yaptık, adeta bir uçuşa kaldırdık.

Enerjide, ne diyor adam, konuşuyor. Sen zaten anlamazsın bu işlerden, senden sirk cambazı da olmaz. Yalan üzerine yalan. Açtığım davalardan bir tanesini de işte bu Sakarya'ya da hakaret oluyor ya bu adamdan da 50'yi aldık ama artık bu paralar bana gelmiyor onu da söyleyeyim. Bunları iftira attıkları o vakıflar var ya o vakıflara gönderiyorum. Bay Kemal Amerika'ya gitti malum. Orada tost, most filan falan bu işleri yaparken bir de oradaki vakfın binasını şöyle videoya çekim yapmış. İşte oradaki o iki vakfa, bunlardan kazandığımız parayı da veriyoruz. Hayırları dokunsun çünkü onların bu tür bir niyeti yok, böyle bir derdi de yok. Hiç olmazsa biz onları bu şekilde böyle bir hayra teşvik etmiş oluruz."

"Kumluca'yı o sel afetinden hamdolsun devlet olarak biz kurtardık"

Erdoğan, Türkiye'nin dört bir tarafını fabrikalarla, işletmelerle, turizm tesisleriyle donatarak, üretimi ve hizmet sektörünü büyüteceklerini söylediklerini anımsattı.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Büyüttük mü? Büyüttük. Ne diyor beyefendi? 'Hiçbir şeyleri olmadı, yapmadılar, bir hayırları yok'. Şimdi cumartesi günü biz Antalya'ya gideceğiz. Antalya'da Kumluca Belediyesi senin, Büyükşehir Belediyesi senin, peki sel afeti aldı Kumluca'yı götürdü. Senin belediyelerin orada ne yaptı? Bay Kemal, en ufak bir gayretin olmadı." diye konuştu.

Erdoğan, bakanları anında Kumluca'ya gönderdiğini belirterek, "Kumluca'yı o sel afetinden hamdolsun devlet olarak biz kurtardık." dedi.

Manavgat'ın da büyük bir afetle karşı karşıya kaldığını ve cumartesi günü oraya uğrayacaklarını ifade eden Erdoğan, Manavgat'ta çıkan yangında her yerin, bütün evlerin yandığını, o evlerin şu anda modern villalar, köy evleri olarak yapıldığını anlattı.

Evlerin teslim edildiğini belirten Erdoğan, "Ama buna rağmen oradaki bütün vatandaşlarımızı, kardeşlerimizi yerinde görmek istiyoruz. Onlarla bir hemhal olalım istiyoruz." dedi.

Şu anda bambaşka bir Manavgat olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şu anda muhteşem bir Manavgat var. Aynı durum tabii Muğla tarafında da yine... Buralarda da düşünün yani hep bunlar CHP'li büyükşehir belediyeleri ama onlardan bir şey çıkmadı. Zavallı ağlıyor, 'benim traktörüm ne olacak Başkanım?' diyor. 'Bir hafta içinde traktörün gelecek' dedim ve haftasında biz traktörünü gönderdik. Biz buyuz. Utanmadan zaman zaman şunu söylüyorlar, 'Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adl-i ilahi sorar Ömer'den onu diyorsunuz. Hani nerede?' İşte burada, bu. Dicle kenarında bir kurt bir koyunu aşırdığı zaman biz onu yalnız bırakmadık. İşte bunlar o demektir, çünkü bunlar bu işin tefsirinden de mealinden de anlamazlar. Bu şiirde Akif ne demek istedi? Bunlar anlamazlar. Bunların bu işin rahle-i tedrisine girmeleri çok zaman alır. Şimdi Manavgat'ta, oradan zaten bunlara gereken dersi vereceğiz."

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Kumluca'da Zülfiye Abla'ya gideceğiz. Onun fırınından herhalde bir şeyler yeriz. Kadir kıymet bilen biliyor. Bay Kemal bilmese de benim vatandaşım, benim halkım, onlar biliyor." ifadelerini kullandı.

"Terör örgütlerinin başlarını inlerinde ezeceğiz dedik, ezdik"

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Şimdi yeni bir adım, 'taşerondan sözleşmeliye, emeklilikten asgari ücrete çalışanlarımızın tüm meselelerini çözeceğiz' dedik, çözdük mü? Çözdük." dedi.

"Terör örgütlerinin başlarını inlerinde ezeceğiz" dediklerini ve ezdiklerini dile getiren Erdoğan, "İstanbul Havalimanı'ndan Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale köprülerine ülkemizi dünya çapında altyapı yatırımlarına kavuşturacağız' dedik, kavuşturduk mu? Kavuşturduk. 'Vatandaşlarımızı güvenli ve konforlu konutlara kavuşturarak, depreme dayanıksız yapıları yenileyerek, şehirlerimizi ayağa kaldıracağız' dedik, kaldırdık mı? Kaldırdık. Bizden önceki nesillerden beri tartışma konusu olan 'üniversite harçlarını kaldıracağız, başvuran herkese burs, kredi sağlayacağız, yurt sıkıntısını halledeceğiz' dedik, hallettik mi? Hallettik." diye konuştu.

"Ülkemizde Kürt kardeşlerimizden Alevi kardeşlerimize bütün bunlara, milletimizin ayrılmaz bir parçası olan her kesimin hak taleplerini karşılayacağız" dediklerini ve karşıladıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu örnekleri daha saatlerce sayabiliriz. Biz bunları yaparken muhalefet ne ile uğraşıyor dersiniz? Bakınız aylardır 6 kişi bir masa etrafında toplanıp duruyor, konuşuyor, tartışıyor değil mi? Peki ortaya ülkenin hayrına, milletin hayrına, hadi hepsini geçtim masa etrafında oturanlardan herhangi birinin hayrına bir şey çıktı mı? Çıkmadı. Kavga, dövüş, kumpas, arkadan dolanma, önden kaçma, rol çalma her şey var, sadece vizyon yok, program yok, proje yok. Tabii bu arada aday da yok. Seçim tarihi geldi çattı. Biz hala sandıkta kiminle yarışacağımızı bilmiyoruz. Milletimiz, önüne aday diye kim ve kimler çıkartılacak hala bilmiyor. Dikkat ederseniz çıkacak demiyorum, çıkartılacak diyorum. Çünkü masada kimsenin kendi kararı ve iradesiyle ortaya çıkma imkânı olmadığı, bir yerlerden alınacak işaretin beklendiği çok açık ve net bir şekilde anlaşılıyor. Dünyayı dört dolandılar ama herhalde işareti henüz alamadılar. Dolayısıyla güya adayı belirleyecek olan masanın etrafındakiler de henüz bunun kim olacağını bilmiyor. Malum olduğu üzere daha önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP'nin başındaki zat kendisi karşımıza çıkmaya cesaret edemediği için hep birilerini öne sürmüştü. Bu defa bakıyorsunuz bazen cesaretini toplayacak gibi oluyor sonra yeniden geri çekiliyor, ardından tekrar adaylığa niyetli gibi davranıyor. Çekincelerini giderme, korkularını yenme konusunda kendisine verdiğimiz tüm teminatlara rağmen henüz açık bir beyanda bulunmadı. Kendileri bilir, bizim için fark etmez. Şu anda biz arazideyiz, çalışıyoruz, 'durmak yok yola devam' diyoruz."

Her zaman olduğu gibi millete hizmet için vizyon, program, müktesebat, teşkilat ve her şeyleriyle hazır olduklarının altını çizen Erdoğan, "Ülkemizin son 20 yılına asırlık eser ve hizmetleriyle damga vurmuş AK Parti olarak Türkiye Yüzyılı'nın inşası için milletimiz bir kez daha bu dönem içerisinde bizlere inanıyorum ki sandıkta görevlendirmeyi cumhurbaşkanlığında yapacaktır, parlamentoda da kahir ekseriyetle Cumhur İttifakı'nı iş başına getirecektir. Cumhuriyet'imizin yeni yüzyılını, 2023 seçimlerindeki zaferimizle birlikte Türkiye Yüzyılı haline dönüştüreceğiz. Bu hedefe ulaşana kadar hiçbirimize durmak yok, dinlenmek yok." değerlendirmesini yaptı.

“KARA, KIŞA, SOĞUĞA, YAĞMURA ALDIRMADAN 85 MİLYONUN HER BİR FERDİNE ULAŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazartesi günü 254,2 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamını açıkladıklarını, salı günü sözleşmeliden kadroya geçen yaklaşık 500 bin kişinin sevincine ortak olduklarını vurguladı.

Dünkü AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda memur ve emekli maaşlarına yaptıkları yeni zam oranlarını tüm memur ve emeklilerle paylaştıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Aynı gün, orta gelir grubuna yönelik Yeni Evim Kampanyası’nın detayları açıklandı. Yarın Ziraat Bankamızın düzenleyeceği programda çiftçilerimiz ve gıda sanayicilerimizle bir araya geleceğiz. Cumartesi günü Antalya’ya gidecek, Antalyalı kardeşlerimizin misafiri olacağız. Bir taraftan sel afetiyle karşı karşıya kalan Kumluca’yı ziyaret edeceğiz, ardından Manavgat’ı ziyaret edeceğiz. Orada da hanım kardeşlerimizle ayrıca bir toplantıyı gerçekleştireceğiz. Ertesi gün üniversiteli AK Gençlikle buluşacağız. Yani birileri kavgadan, gürültüden başlarını kaldıramazken biz kara, kışa, soğuğa, yağmura aldırmadan 85 milyonun her bir ferdine ulaşıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “kapısı çalınmadık kimse bırakmama” anlayışla çalışmalara devam ettirdiklerine işaret ederek şu değerlendirmelerde bulundu: “Her geçen gün, AK Parti ve Cumhur İttifakı ile altılı masa denilen derme çatma yapı arasındaki derin vizyon farkı ortaya çıkıyor. İnsanımız, daha kendi iç meselelerini bile çözmekten aciz bu ekipten hiçbir fayda gelmeyeceğini çok iyi görüyor. Bilhassa gençlerimiz, sadece hizmet ve icraat olarak değil teknolojiyi takip etme, teknolojiden faydalanma, yeni teknolojiyi kullanma noktasında da bunların umutsuz vaka olduğunu anlamıştır. Vizyon toplantılarına gelmeye tenezzül dahi etmeyen yabancı ekonomi komiseri ile görüntülü konuşmayı ileri teknoloji sananlar, aslında teknoloji özürlü olduklarını ortaya koymuşlardır. 25-30 yıl öncesinin teknolojisini, ‘İnsanımız teknoloji görsün’ diye millete yutturmaya çalışmak, kibrin ve cehaletin dik alasıdır. Dünyaya ve kendi insanına böyle çarpık bakan bir zihniyetin millî teknoloji hamlemizi, yani Togg’u, Kızılelma’yı, Anka’yı, Atak’ı, Gökbey’i, Millî Muharip Uçağımızı, MİLGEM projemizi idrak etmesi elbette mümkün değildir. Bunların teknoloji bilgisi meşhur bir filmimizde ki ‘Zeki Müren de bizi görecek mi?’ sahnesi ile anlatılan o seviyeyi henüz geçememiştir. Siyaset gibi teknolojiyi de çeyrek asır geriden takip eden bu arkaik ekibe, gençlerimize daha fazla mahcup olmadan kendilerine şöyle kapsamlı bir format atmalarını tavsiye ediyorum. Yakında, uzay programımızla yerli yazılımlarımızın küresel başarılarıyla yüksek teknolojili nice ürünümüzle bunların zihin dünyalarını altüst etmeyi sürdüreceğiz. Şayet, başlarını kendi aralarındaki kavgadan, dövüşten, çekişmeden kaldırıp bakabilirlerse bu başarılarımız belki onlara da ilham kaynağı olabilir. Tabii herkesin alacağı, nasibi kadardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan sözlerini millete söylemeye, hizmetlerini anlatmaya, sunmaya devam edeceklerini ifade etti.

“Her zaman söylediğimiz gibi AK Parti olarak bizim icraatlarımızın yetiştiği yere vizontele muhalefetin hayalleri bile yetişemez” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknoloji dâhil her alanda günü kurtarmayı değil, istikbali inşa etmeyi hedeflediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, planlarını yaparken de çeyrek asır, yarım asır sonrasını düşünerek hareket ettiklerine dikkati çekerek “Bu anlayışla son 20 yılda Türkiye’yi yüksek teknoloji alanında takip eden değil takip edilen ülke hâline getirmek için çok büyük emek verdik. Kurumsal altyapıyı oluşturarak, stratejik yol haritalarını belirleyerek, araştırma-geliştirme ekosistemini canlandıracak teşvik mekanizmalarını kurarak, insan kaynağımızı güçlendirerek, tarihî nitelikte adımlar attık. Araştırma-geliştirme merkezlerimizin sayısını sıfırdan aldık 1249’a yükselttik” dedi.

“TEKNOLOJİDE DIŞA BAĞIMLI BİR ÜLKEYİ, HER ALANDA SÖZ SAHİBİ BİR ÜLKE KONUMUNA GETİRDİK”

Teknopark sayısını 2’den 96’ya, teknoparkı olan il sayısını ise beşten 54’e çıkardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojide, çok büyük oranda dışa bağımlı bir ülkeyi, her alanda söz sahibi bir ülke konumuna getirdik. Teknoparklarımızda 8 bin 528 firma şu anda faaliyet gösteriyor. Personel sayısı ne biliyor musunuz? 88 bin 512 personel çalışıyor. Değeri 1 milyar doların üzerinde olan teknoloji şirketi sayımız altıyı buldu. Toplam 64 milyondan fazla vatandaşımızın 6 bin 750 hizmete bir tıkla ulaşabildiği elektronik devlet kapısı tüm dünyada örnek gösteriliyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer aldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İHA, SİHA, TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3 ülkesi içindeyiz. TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi için ülkemizin dört bir yanında bilim merkezleri, dene yap teknoloji atölyeleri açıyoruz. Dijital becerilerin geliştirilmesi için kodlama okulları, açık kaynak programları ve teknoloji atölyeleri ile toplumun her kesimini destekliyoruz. Dijital Dönüşüm Ofisi’miz vasıtasıyla siber güvenlikten verilerimizin korunmasına, geniş bir yelpazede stratejik çalışmalara imza atıyoruz. TEKNOFEST’e gösterilen yoğun ilgiyi, ülkemizdeki teknoloji ekosisteminin ulaştığı seviyenin bir nişanesi olarak görüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de tüm bu kritik hamleleri yaparken parti olarak kendilerini de ihmal etmediklerini belirterek “AK Parti’M Mobil Uygulaması ve Dijital Platformu rakiplerimize göre partimizin bu alandaki lider rolünü ortaya koyan çok iyi bir örnektir. Bu uygulamayla genel merkez ile il, ilçe, mahalle teşkilatları arasında dijital bir köprü de kurulmuş olacaktır. Seçim çalışmalarında bizlere ciddi avantajlar sağlayacağına inandığım bu uygulamanın tekrar teşkilatımıza hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda dijitalin yüzyılı yapmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’M uygulamasının geliştirilmesi ve kullanıma hazır hâle gelmesinde emeği geçenleri şahsı ve tüm AK Parti Genel Merkezi adına tebrik etti.

 

 

 

join us icon
SEN DE ARAMIZA KATIL Gücümüze Güç Katalım.